Sana mektup yazmak, âşık olduğun kıza süslü
kelimelerden dizilmiş mektup yazmak kadar basit midir? Bilirim ki her kelimede
bir zarf her ifadede bir dert ararsın sen. Gerçi aradığını bulamamak senin
işine gelir; aleyhimde konuşursun amma gene de yüreğin dert ister dertleşmek
ister.
“Derviş yürekli yiğidim” yazı yazmak
üstüne kelam etmek haddim değil amma âcizane kalem tutmasını bilen her kişinin
harcı olmadığı kanaatindeyim. Sende bilirsin ki zaten ben okuryazar taifesinden
de değilim. Yazmak için ciltler dolusu kitap okumak “aydın zümre!” den olmak mı
lazım dersen hâşâ efendim… kaldı ki “Hâlimizi Çaldılar, Hükümsüzdür!” yazısını
okuduğun cilt cilt kitaplardan mürekkep mi yoksa “İrfan Mektebi”nde tâlim
ettiğin yürek sızılarından taşan hâl üzeremi kaleme aldığını sorarım sana.
Yazmak yürek işidir dost, yüreği her
dâim yanında olan “Adam”ların yürek sızılarını vecd üzre taşımalarıdır kağıda.
Sen beni adam mı belledin a dost. İyi
bilirsin ki ben teoriden ibaretimdir. Profesyonel laf üretir, iyi çene çalarım.
Biz yüreği her dâim yanında bir nefer olsak omuzlarımıza bine bir vebalin,
yüreğimize çöken hüznün ağarlığında sûkût etmesini bilirdik evvela…
Biz âcizane yüreği her dâim yanında
olan “bir hocamların” dizinin dibinde oturmaktan edep edip hocamlara tâlip olma
duasındaydık. Fakirin ağzında vecd üzre üç beş cümle duyduysan yada samimi
birkaç rastladın da adam sandıysan bil ki bu fakirin yüreğinden değil
hocamların kerametindendir. Fikir işçiliğine kendini adamış, azığı mağarasında
türkülerle yoğrulmuş hüznü, gönül ve fikir talimi olan Ak saçlı hüzünkarın
“yüreğiniz yanınızda mı efedendi” sualinden mahçubiyetimizdendir dost.
Yüreğim zaten yoktu da bu şehirde
yüreğime dert salacak, derdi olan bir adamda bulamadım. Çay yok, fikir yok,
cigara yok, mağara yok, bir selamala bin yıllık tanış olduğumuz dostlarda yok
hacı baba. Payitahtta vardır elbet ama ben avrupanın başkentindeyim:
-Süleyman
dersten sonra bir çay içelim muhabbet edelim, demlenelim biraz bizede vakit
ayır kardeşim
-Yemen
türküsünü demli bir çay acısı bol bir cigarayla talim edecek sek vaktim her
zaman var hiç fark etmez gecenin bir yarısı bir sokak lambasının altında
beklerim
El
cevap: Türkü bara gideriz reis sen çayını içersin birde yemen türküsü söyleriz
on numara hüzün çöker rahat ol.
Türkü barda yemen türküsü dinlemek yemene, yemende kalan yiğitlere ihanettir. Türkü barda yemen türküsünü dinlemek “Türkülerle hüznümüz Allah’a’dır bizim” diyen Fethi GEMUHLUOĞLU ağabeyin hüznüne ihanettir dost. Bu şehirde türküler sancağımıza uzanan namahrem elinin derdiyle kendinden geçenlerin zil zurna sarhoş olanların dertlerini talim üzere değil, suni efkârlarını dağıtmak için alkol sarhoşluğuna meze edenlerin. Yani bu şehirde türküde yok.
Topkapı müze, Ayasofya müze, Sultanahmet yarı müze yarı cami ziyarete gelen müslümanın hali gayri müslimden beter. Allah-u âlem kıldığın namaz şerhen olmaz deseler inanırım… Aslında ne türküye, ne çaya, ne sigaraya hacet yok bu şehirde. Yüzünü döndüğün her yer bir vebalin, bir mesuliyetin aynası.
Aynaki ne ayna bir tarafta Ayasofya bir tarafta Topkapı. Süleymaniye’nin unutulmuşluğunu yetimliğini ihanetin türettiği beton yığınları arasında kaybolduğunu beraber görmedik mi sadık arkadaşım…
Payitahtta Ayık gezmek Türk milletinin vakarının ve asaletinin mihenk taşı olan sancaktarlık misyonunun, İslama hizmetkâr oluşunun ve medeniyet zemininde İslam nuru ile cihana hükümran oluşunun, yüreklerdeki hasretinin, yaşanılan bu fetret döneminin hüznünün unutulmuşluğundan, bu çağda hükümsüz oluşundandır.
Halimizi çaldılar hükümsüzdür vesselam.
Ah hacı..gavur hacı.. ismailce yangınlarda yüreğini yakmak için bir hocama İsmail olan(laikiyle teslim olan manasında) sadık arkadaşım. Mağarandan geri kalmayasın, yüreğini dertsiz komayasın… Allahım seni Ali hocamdan nasipsiz komasın inşallah… Halimizi çaldılar hükümsüzdür zarfı İsmail hocama Hocam deme makamına erdiğinin mührüdür. Bilki bu adi hocama laik olamadı. Erdiğin makamın diz çöktüğün rahlenin şükrünü eksik etme. Yüreğinden öperim hürmet ve muhabbetle ALLAH’a emanet ol
Türkü barda yemen türküsü dinlemek yemene, yemende kalan yiğitlere ihanettir. Türkü barda yemen türküsünü dinlemek “Türkülerle hüznümüz Allah’a’dır bizim” diyen Fethi GEMUHLUOĞLU ağabeyin hüznüne ihanettir dost. Bu şehirde türküler sancağımıza uzanan namahrem elinin derdiyle kendinden geçenlerin zil zurna sarhoş olanların dertlerini talim üzere değil, suni efkârlarını dağıtmak için alkol sarhoşluğuna meze edenlerin. Yani bu şehirde türküde yok.
Topkapı müze, Ayasofya müze, Sultanahmet yarı müze yarı cami ziyarete gelen müslümanın hali gayri müslimden beter. Allah-u âlem kıldığın namaz şerhen olmaz deseler inanırım… Aslında ne türküye, ne çaya, ne sigaraya hacet yok bu şehirde. Yüzünü döndüğün her yer bir vebalin, bir mesuliyetin aynası.
Aynaki ne ayna bir tarafta Ayasofya bir tarafta Topkapı. Süleymaniye’nin unutulmuşluğunu yetimliğini ihanetin türettiği beton yığınları arasında kaybolduğunu beraber görmedik mi sadık arkadaşım…
Payitahtta Ayık gezmek Türk milletinin vakarının ve asaletinin mihenk taşı olan sancaktarlık misyonunun, İslama hizmetkâr oluşunun ve medeniyet zemininde İslam nuru ile cihana hükümran oluşunun, yüreklerdeki hasretinin, yaşanılan bu fetret döneminin hüznünün unutulmuşluğundan, bu çağda hükümsüz oluşundandır.
Halimizi çaldılar hükümsüzdür vesselam.
Ah hacı..gavur hacı.. ismailce yangınlarda yüreğini yakmak için bir hocama İsmail olan(laikiyle teslim olan manasında) sadık arkadaşım. Mağarandan geri kalmayasın, yüreğini dertsiz komayasın… Allahım seni Ali hocamdan nasipsiz komasın inşallah… Halimizi çaldılar hükümsüzdür zarfı İsmail hocama Hocam deme makamına erdiğinin mührüdür. Bilki bu adi hocama laik olamadı. Erdiğin makamın diz çöktüğün rahlenin şükrünü eksik etme. Yüreğinden öperim hürmet ve muhabbetle ALLAH’a emanet ol
Not:
Derviş yürekli yiğit ifadesi mübarek hocamın genç dükkâncılara ithafı yani
ikramı lutfudur genç dükkâncılar hocamın ikramına laik ola inşallah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder