bir tas sudan çıktı bunlar
gerisini bilmiyorum
alüminyum bir tas, mess
prodakşın, görkemli günleri teşebbüsün
çeşmeler pirinç, evler
ağaç
henüz çocuğuz o zamanlar
taahhüt etmemişiz bir
binayı başından sonuna kimseye
betondan ve arsa
paylarından büyüteceğimizi
şefkatle
yahu bir menekşenin
kanatlarından konuşuyoruz o kadar diyeyim
yumurtadan kesilen
tavuklarla giriyoruz ikindilere
gökkuşağı göründü mü çok
keyifliyiz
dizlerimizi keserse gerçek
taşlar kesiyor gerçek odunlarla vuruyorlar
böğrümüze
ne yalandan uykusuzluklar
ne uzaktan sevişmeler
kaldırdık mı yumruğumuzu
gerçek kemiklerden geliyor
yıkılışın sesi
evet ah yıkılış evet
yenilgi
geceleri uyluklarımdan
temizlenen çelik
ovayı ciğerlerime dolduran
o güzel tatlı nehir
sonra ne oldu bilmiyorum
uzun bir harf başladı içimizde
birşeyler buyuruldu ve
kırdık sınırlarını seherin
pencere sefalarını çok
eskiden bildiğimiz bir kırmızıya değiştik
anladık ki ne güzel
zulmedebilirmişiz bizler de tutmadan bir kelebeğin kanadını
onu öldürebilirmişiz
bir tas sudan çıkacak
bunlar sonrasını biliyorum
kızıl saçlı ve
olabildiğine yabancı bir kadın söyleyecek şarkısını
bin yıl sonra bütün olup
bitenlerin gökyüzünün altında
hurmaların daldığı sulara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder