CAMGÖBEKLERİNE AĞIT / Mustafa Alper TAŞ














bir tas sudan çıktı bunlar gerisini bilmiyorum
alüminyum bir tas, mess prodakşın, görkemli günleri teşebbüsün
çeşmeler pirinç, evler ağaç 
henüz çocuğuz o zamanlar
taahhüt etmemişiz bir binayı başından sonuna kimseye 
betondan ve arsa paylarından büyüteceğimizi
şefkatle


yahu bir menekşenin kanatlarından konuşuyoruz o kadar diyeyim 
yumurtadan kesilen tavuklarla giriyoruz ikindilere
gökkuşağı göründü mü çok keyifliyiz
dizlerimizi keserse gerçek taşlar kesiyor gerçek odunlarla vuruyorlar
böğrümüze
ne yalandan uykusuzluklar ne uzaktan sevişmeler
kaldırdık mı yumruğumuzu gerçek kemiklerden geliyor 
yıkılışın sesi

evet ah yıkılış evet yenilgi 
geceleri uyluklarımdan temizlenen çelik 
ovayı ciğerlerime dolduran o güzel tatlı nehir

sonra ne oldu bilmiyorum uzun bir harf başladı içimizde
birşeyler buyuruldu ve kırdık sınırlarını seherin
pencere sefalarını çok eskiden bildiğimiz bir kırmızıya değiştik
anladık ki ne güzel zulmedebilirmişiz bizler de tutmadan bir kelebeğin kanadını
onu öldürebilirmişiz

bir tas sudan çıkacak bunlar sonrasını biliyorum
kızıl saçlı ve olabildiğine yabancı bir kadın söyleyecek şarkısını 
bin yıl sonra bütün olup bitenlerin gökyüzünün altında
hurmaların daldığı sulara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder