şimdi ben bunları biliyorum ya
uzakta patlayan karanfilleri
ışıksız bir odada tuhaf terini
kalayı gelmiş bakırlarda serinleten
nice mutsuz gelini
sabah olmadan hiç bir şeye yeltenmeyen
nice mutsuz gelini
bir baş ağrısı gelip duruyor kapılarına
yağmurdan da hızlı yağıyorlar akşama
sonra şarkılar onlardan yana
korkular ve göçmensiz bir ilçenin gölgeleri
parmaklarını kilitleyerek büyük bir atadan kalma
kilimlere
soğuğu hapsediyorlar ciğerlerine
zambakları daha çok seviyorlar
ve hep pazartesine denk geliyor
bir şeye sevinmeleri
dağın savunmasız yerlerinde
tutuyor
bırakmıyor
baldırlarını
el sallayan bir annenin kararmış resmi
usulca benziyorlar kendilerine
ve dağı bir dumandır alıyor
göğsünde terleyen çocukla
daha bir
sarılıyorlar akşama
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder