Yazılamayan bir düşünce içerisin- deyim, sonu görünmeyen aşüfte bir yoldu
gittiğim; güneşte titreyen gölgeler altında saçlarımın kuruluğu yazdan kalma,
etrafımı çeviren ve yanımda bir anda bitiveren cımbız ile çekilen bulutlar,
çekilir zaman parmak uçlarıma kadar aheste aheste. Öykünsem dünya ya yaralı
serçe gibi, ıraksayarak koysam benliğimi ortaya beynimin gün görmemiş
hücrelerine kadar… Korkak ve ürkek bir acı hatıra kalacak kalbimde; yer
olmayacak yaşadıklarımı toplasan hayat denilen yalan dünyada, zaman duygusuz ve
hoyrat bakacak gözyaşlarıma. Acıdan baygın düşmüş düşlerimi satamayacağım
gecenin hengâmesine, suskun sokaklar çağın kelimeleri ile sulandırılmış,
tükettiklerimiz kendini yok edercesine yaşadıklarımızdır. Rüzgâr ağaç
yapraklarına randevu vermiyor artık, kalbimizi mesh edecek kelimeler ise hiç
uğramıyor sevgili dostum. Biliyorum canlı cansız bütün maddeler hiç yerinde
durmadan hareket etmekte, bizler cüzi yeteneklerimiz ve algılarımız ile hepsini
görememekteyiz. Belki de madde âleminde her an değişimleri algılamamız
delirmemizin en kolay ve kestirme yoludur. Belki de dâhî olmak için delirmek
gerek, belki de her çocuk doğuştan dâhî olarak doğar sonradan hayat boğar.
Gökyüzündeki
mavilikler gözlerinde birikse siyah bir gökyüzü ile baş başa kalsak, çiçeklerin
renklerini teninde toplasan, renksiz tatsız bir dünya bıraksan hiç kimse
bilmeyecek renklerin cümbüşünü. Ey dost! Sanma ki bir çiçeğin katledilişini
insanların yüreklerindeki acı kuyuları hissedecek. Sonbaharda çırpınan sarıya
çalmış bir yaprağın ölümü reklâm arası kadar dahi vicdanlarda yer etmeyecek.
Bir tiyatro seyircisi gibi alkış tutacağız dünya sahnesinde olup bitenlere.
Batıdan gelen alkışlarla talan edilecek ruhumuz, elimizde avucumuzda kalmış
birkaç anlamını yitirmemiş kelimeler ile dımdızlak ortada kalacağız. Delirmenin
dehşetengiz ve esrarengiz ilk kitabını yazmaya başladım sevgili dostum bilesin.
Gökyüzüne çocukça bakmalarım olmayacak, öykünmelerim kuytu yerlerde nemalanacak
hayata karşı, bulutlar darağaçlarında sallanacak yağmursuz, nefret ettiklerimiz
selam verecek kuşluk vakti sabaha. Delirmeyi özlemek, dünyada olup biten vahşet
tamtamları kulağımızda yankılanırken adı sanı bilinmeyen katledilen emzikli
bebeler midir? Biliyorum zamansız bir zamanın içinde şu dünyada kaybolup,
hiçbir şey olmamış ve yaşanmamış bir zaman olarak zihinlerde unutulup
gideceğiz. Gitmek ve sonbaharı peşinden sürüklemek, gitmek ve bebelerin
kahırlarını geride bırakmak bu kadar kolay mı sevgili dostum. Fanatizmin
savurduğu çılgın benliklerin çılgınlığı, sosyal konumlarının esiri olmak,
şuurlarının ekâbiri veya düşüncelerin zulmü ne hazin bir yoldur. Bu yollara
karşı göğsünü siper etmek, rüzgârın savurduğu yağmura karşı siper etmek gibi
değil, soğuktan büzüşmüş ellerini ateşin nedametli yüzüne koy vermek hiç değil,
her çocuk peygamber doğar duruşudur asıl olan. Suskun bir efsane olarak
hayatımızı ikame etmekteyiz şu günlerde sevgili dostum. Suskun ve bitap düşmüş
bir mecnun profili çizemeden, sıradanlığın sıradanlaştığı tekdüze bir hayatlar
ordusu görürsün kafanı kaldırıp biraz baksan etrafına dostum. Sıradan olmayan
sıra dışı deliler dolaşabilir etrafında, deli zannettiklerin mazlumların
gözyaşlarını bahar rüzgârında denizden esen meltem şiirleri ile yıkayanlar
olabilir yanılma. Şiirler ile hemhal değilsen hiçbir yerde ne bir şiir
görebilirsin nede bulabilirsin. Belki de delirmenin en kestirme yolu şiir
yazmaktır hayatın hengâmelerine karşı. Ama suskun ve de biçareyiz şehrin
ışıkları altında sevgili dostum. Suskun ve metruk kelimeler ülkesinde bir
çocuğun gökyüzü mavidir söyleminden korkuyoruz. Korkuyoruz gaybı hatırlatacak
içimizdeki devasa reaksiyonların ortaya çıkmasından. Belki de modern dram
yaşamak içimizde gaybın hayat sahnesinden uzaklaştırılması demek değil midir?
Sevgili
dostum x, son sözü söyleyen sözden uzak kaldık, bitap ve harap bir şekilde ruhumuzu
tehcir ettiler yağmaladılar. Delirmek hakkını dahi çok gördüler şiirin
limanlarında. İnsanlık ve şiiri bir kadavra gibi kullandılar atomun dahi
parçalandığı şu çağda.
Ah
dostum acılar içindeyim ruhumu sükûnete erdirecek bir kelime bekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder