Hüseynî bir çizgidir gidişin bende
Alnımda senden iz olarak
durur
Geceye makamlar vurur
sensizlik
Ne ilk, ne de son gidensin
oysa sen
Hüseynî bir deniz içimde
kudurur.
“Açın çantasını nesi var?
Bir çift potini bir de
fesi var”
Ne dağlar dayanır bu
gidişe
Ne de makamlar
Hüseynî en uygun gidiştir
Bir de hüzzam
Benim yüreğim ve cümle
azam
Hasrete uyarlı şimdi
Sen gibi bulut olmaz
havada bir daha
Çocukluğum dayanır kapıma
Anne cenazeleri geçer
sokaktan
Korkarım çocukluğumda kalmaktan.
Bir daha gazi ortaokulu
olacak mı?
Ya duvar üstündeki ekmek
Hâlâ kahrı var alamamanın
Lezzeti damağımda
yemişçesine…
Ya Harmancık İlkokulu…
Gübre torbasından muşamba
çantam…
İlk çözüşüm, çantamda
yazılı “TZDK”’yi
Daha güzel değil mi “nike”
yazan çantadan
Ya da “emre”’nin “adidas”
çantasından
Arkasından tüm bunların
arkasından
Hicaz bir şarkı çalsa ne
çıkar
Ya da kürdîlihicazkâr…
Hüseyni bir köyden
Hüseyni bir şehre aktı
hayatım
Hiç mahur besteler
yaşamadım ben
Sonra türkülerin hüznünde
buldum kendimi
Bendimi yıkarım edasıyla
yürüdüm üstüne şehrin
Derin kuyulara yusuf ben
oldum kentlerde
Sirenlerin çaldığı
saatlerde ansızın
Ben fırladım hışımla
sokaklara
Yâre sunacak tek güle bile
Dağlar yıkarım şimdi.
Hüseynî köyün
delikanlısını ben büyüttüm bu caddelerde
Sokaklar feryatta şimdi,
içemediler onun derin gönlünü
Yönünü şaşırmış pusulalar
âciz ve şaşkın karşısında
Bin âhına dayanamayan,
dağlara baskın yapılar
Yükselir etrafında, bin
inatla dağlara
Ağlara takılan sazanlar
gibi
Yutacakken şehir
O şimdi
Hür.
Bahar
Ancak dağlara
Yaraşır sanırdım
Oysa çiçekler açtı şimdi
Hüseynî köyün
delikanlısında
Faslında medeniyetler
haykıran
İcra-i sanat hilalinde ne
makamlar var şimdi
Delirecek gibi bir hazla
meşke doyan yürek o yürek
Kırmızı bir semerde mavi
boncuğu hayranlıkla seyretmek
Hüseynî bir çizginin,
hüseyni manalarla dolu hayatına denk
Beklemek gerek. Hüseynî
hayatın hüseyni nesli elbet gelecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder