içimdeki yalnızlığa doğru
kaçıyorum
kır çiçeklerinden
senden bile
bile bile
kaçtığım
ayaklarım çeker beni dar
yerlere
gönlüm sende
ne aşklar gördü dünya
benimki ne ki
olmuyor
mağara iyi kaçtığım
kendi yalnızlığıma ağıt
evet
ülkenden ne haber
yorgun musun
otuz yedisi kana bulandı
fidanların
suluyordun sen onları
akşam sabah
yansın
çimenler de yansın kül
olsun bu gün
güller de
karşımda ilkbahara düşme
sakın
mutlu bahtiyar
gülme
otuz yedisi toprak şimdi
hem de toprak için
celse dört karanlığı
bu kadar celse sonra yetiş
yetiş mağaramdaki
zenginlik
kaçtığım senin yalnızlığın
tarla gibi sürdün
hastaneleri
evlerde bomba
evlerde bir kara bulut
evler üst üste yan yana
Asr-ı Saadette tutulan saf
evler
evler ne oldu
evlerde çocuklar
evlerde bahçe keserleri
birden gök çöktü
çamur içti eyvanlar eyvah
yetiş mağara
ne ölümler öldüm çöz
ayaklarımdan
namert tüketti saf saf
evlerimizi
uykum aramda
düşünürken çarptığım düşü
evlerimiz kuş tüyü
evlerimiz
düştü kendi damından
gözüm hep yolda
ülkemin ayak sesleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder