Bu
soruyu öteden beri türkiye siyasetini bilen gören bir ağabeyim sordu bana. İlk başta
bunun aramızdaki nükteli sohbete istinaden atılmış bir zarf olduğunu düşündüm. Esbâb-ı
mûcibesi bundandır, cevap verirken de böbürlenir edâ takındım. İstiklâl marşı
derneği'nin onlarca faaliyeti olduğunu söyleyip. Konferans, panel, tartışmalı
konferanslar, millet mektebi ictimaları, televizyon ve radyo programları, basın
toplantıları, sergiler ve belgeselden söz ettim. Neşir vadisindeki bülten,
internet portalı, 18 sayılık çelimli çalım dergisi, kitapçıklar, TİYO
tavassutuyla çıkan kitaplardan söz ettim. Hicrî takvim çalışmasını, islâm
harfleriyle okuyup yazmak için gösterilen çabaları anlattım. Bendeniz böyle
sayıp dökünce suali tevcih eden ağabeyim durdu düşündü, mahcup oldu. Meğer bunların
hiçbirinden haberi yokmuş. Bu kez de ben şaşırdım. Çünkü karşımda ağabeyimin
ismet özel okurluğu, en az benim yaşım kadar vardır. Dikkatli bir ismet özel
okuru olduğunu bilirim. Demek ki bir yerden sonra dikkatini ve takibini
kaybetmiş.
Bu
ağabeyimle aramda geçen konuşmanın benzerlerini daha evvel de yaşadım. Bugüne kadar
herkesin her şeyden haberdâr olduğunu düşünerek hareket ettim. Yine de öyle
hareket edeceğim. Fakat insanların kendi dünyalarına neredeyse gömülü hâlde
yaşadığını da kendime kabul ettirmem gerek. Herkesin kendi efkârınca bir sebebi
var. Kimisi artık yeni bir merak ve dikkat çabasına gerek görmeyecek kadar
kendini doymuş, yukarıda bir yerde sayıyor. Kimisi zihin dünyasını bilhassa
tecrit vaziyette tutuyor; yeni dünyalara, yeni bilgilere açılmak için yorgun
bir zihin taşıyor çünkü. Kimisi sosyal şartların tecridine râzı oluyor: sırayı
bozmuyor, dönüp arkasına bakmıyor ve hayata taşra düşüyor. Manukyan'ın vergi
rekortmeni olduğu günlerden sonra doğan çocuklar ise bir harika! Birbirlerine "videolu
cevap"lar gönderiyorlar. Her meseleyi, televizyonda geceleri çıkan ve
gâvurcası "talk show" olan gırgır şamata "seyirlik"lerinin
kıvamına getirmeyi başarıyorlar. Her şeyin özetini arıyorlar. Aslında onların
trajedisi pi sayısını sabit almakla ve mikroskobun nasıl çalıştığını
"şöyle uzaktan bir görmek"le başlıyor. Onlar da istiklâl marşı
derneği genel başkanının televizyonda söylediği "çok ilginç" sözlerin
ne mânâya geldiğini soruyorlar. Merakını, dikkatini yitirenlere,
"şiirlerini okudum ama nesirlerini okumadım." diyenlere ve renkli,
çok kanallı bir televizyonun olduğu evlerde büyüyen çocukların sathî tavrına
rağmen yine de birkaç cümle kuralım, birkaç bilgi verelim.
İstiklâl marşı derneği'nin tertip ettiği
konferansların bazılarının başlığı şunlar:
* türk tarihin neresinde?
* türkiye niçin vatan
* kâfirlerden kaçırılmış metin: istiklâl
marşı
* istiklâle ilave olmak veyahut
istiklâli ilave etmek
* bir zamanlar türkiye'de şiir
* türkiye şiirin neresinde?
* ne kaçaklara, ne de oturaklılara marş
gerektir
* istiklâl marşı'nın hayatımızdaki yeri
Yine derneğin tertip ettiği panellerden
bazılarının başlığı şunlar:
* millî pazar olmadan, millî birlik
olmaz
* bir çağın başlangıcı olarak istiklâl
marşı
* istiklâl marşı: abide milletin kaidesi
* bir ideoloji olarak istiklâl marşı
* harç bitti yapıya devam
* kendini bilen rabbini bilir
* git vatan kabe'de siyaha bürün
* istiklâl marşı ile asrın idrâki
İstiklâl
marşı derneği, türkiye'nin istiklâl marşı'nın yazıldığı şartlara geldiğini
görerek hareket ediyor. Ehemmiyetli mesele olarak da istiklâl marşı'nın da
kendisiyle kaleme alındığı kur'ân harflerinin tekrar câri hâle gelmesi olarak
görüyor. Eğer kendi hurûfâtımızla okuyup yazmaya tekrak başlarsak türkçenin yok
olma vetiresini de durdurmuş olacağız inşallah. "erzurum" yazıp
erzurum okuyan insanlardan, "arz-ı rûm" yazıp erzurum okuyan insanlar
hâline gelebilirsek... Yani ne söylediğini bilen insanlar...
Teklif şu:
temiz kal, agâh ol, aklına mukayyet ol. "hicrî takvime geçecek olursak
banka ve borsa işlerini nasıl yürüteceğiz?" diyen insanları bir kenara
bırak; seni ihyâ edecek işlere koyul: takvimini, yazını, hâsılı cümle unsuruyla
hayatını almaya bak. Allah'ın vaadi muhakkaktır ve doğacaktır sana o gün, sen
ona lâyık olmaya bak.
Pk.46 kahramanmaraş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder