Bosna’da bize mihmandarlık yapan
merhum Muhammed Ayet abi anlatmıştı. Bosna savaşı bilindiği gibi sivil masum
insanların katledildiği avrupanın ortasında yaşanan bir vahşetti. Tıpkı birinci
dünya savaşının Bosna’nın ortasından akıp giden Milyeska nehrinin üzerindeki
köprülerden birinde bir sırp genci tarafından avusturya-macaristan veliaht
prensinin öldürülmesiyle başladığı gibi; yine bir köprü üzerinden geçmekte olan
Sueda Dilberoviç isimli masum genç kızımızın sırp keskin nişancısı tarafından
vurulmasıyla Bosna savaşı başlamıştı. Bosna savaşı başladığında aynı şehirlerde
birlikte yaşadıkları sırp, Hırvat kökenli komşularının bir anda masum boşnaklara
karşı katliam ve vahşetler sergilemelerine şahit olan Boşnak gençler Hacı Hafız
Halit Efendiye giderler. Hacı Hafız Halit Efendi Muliç 2011 aralık ayında 96
yaşında vefat etmiştir. Bosna-Hersek’te mesnevihanlık geleneğini sürdüren Halit
Efendi için Saraybosna at meydanı bakır baba camii avlusunda Bursa belediyesi
ve TİKA bir türbe yaptırmış ve geçtiğimiz günlerde açılışı
gerçekleştirilmiştir.
Gençler Hacı Hafız Halid Efendiye masumane sorarlar. “komşularımız bizi neden
öldürüyor?”. Hafız Halid Efendi gençlere şöyle söyler: “Bir sırpa sorun size neden ateş ediyor. Bir nişliye sorun. Onlar neden size ateş ettiklerini çok iyi bilmektedirler. Onlar sizi “Türk” olduğunuz için öldürüyorlar. Onlar çok iyi biliyor ama siz unutmuşsunuz” der.
Savaşın komutanlarından Mehmet Koçiç şöyle ifade etmişti: “bizim Allah’la aramız açılmıştı. Savaş bizi kendimize getirdi. Allah’ın yardım eli bize uzandı ve savaşın sonunda galip ordu bizim ordumuzdu”. Avrupanın ortasında bir İslam ülkesi istemeyen haçlı zihniyeti savaş sonunda Aliya’nın barış masasına eli zayıf otursun diye perdeyi bir katliamla kapatmayı uygun buldu. Serebrenitsa katliamını yapan katile güya güvenli bölge olan birleşmiş
Milletlerin namusuna
şerefine emanet edilmiş silahsız masum insanlar, haçlı zihniyetinin tiynetini
ortaya koyacak çapta bir vahşetin kurbanı olsunlar diye Birleşmiş milletler
askerlerinin sözde komutanı Hollandalı thom Kerreman tarafından kadeh
tokuşturulup kutlamalar yapılarak sırp kasap radko mladiçe teslim edildiler.
Bilinen sekiz bin üçyüz yetmiş
iki masumun, bilinmeyen daha nice insanın hunharca katledildiği Serebrenitsa’ya
girerken sırp kasap mladiç sırp tvlerine verdiği demeçte şunları söylüyordu: “İşte sırp şehri Srebrenica’dayız. Büyük bir
sırp bayramı arefesinde iken bu şehri sırp milletine armağan ediyoruz. Nihayet,
bu topraklarda Türkler’den intikamımızı alma vakti geldi” sırp
kasabın sözünü ettiği “bayram”, yahut “aziz vitus günü”, vidovdan bayramı
denilen gün, 1389’da 1.Kosova savaşının zaferimizle neticelenmesinden sonra
savaş meydanını gezerken Sultan Murad Hüdavendigar’ın bir sırp asilzade olan
miloş obiliç tarafından sinsice şehit edildiği gündür. Aslında savaş, bir sırp
prens olan Lazar komutasındaki haçlı ordusunun hezimetiyle sonuçlanmıştı ama
Hünkarın şehadeti onlara yetiyordu.
Cemil Meriç merhum der ya: “Bütün Kur'an'ları yaksak, bütün camileri yıksak, avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın! Avrupa, maddeciliğine rağmen Hıristiyandır. sağcısıyla, solcusuyla Hıristiyan. Hıristiyan için tek düşman biziz”. sözün özü, küfür tek millettir ve inanıyorsanız üstünsünüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder