Köyün bakkalından ortaklaşa bir
paket sigara almıştık. İçimizden “Tatlı ya da helva alalım” diyen olduysa da
çoğunluk sigara almamız hususunda karar kılmıştı. Sigara paketini bakkaldan
alıp çıktığımızda heyecandan ölecek gibiydik; sigarayı almıştık almasına da
şimdi büyüklerin bizi görmeyeceği bir yer lazımdı. İçimizde daha önce birkaç defa
sigara tellendirmiş olanların yanında, hiç sigara içmemiş, ilk defa içecekler
de vardı. En çok da onlar heyecanlanıyordu.
Çok ortaklı sigara paketimizi
alıp bizim evin arka tarafındaki ardıcın gölgesine oturduk. Çünkü bizim ev
köyün en son eviydi ve oralardan kimseler geçmezdi. Bizi sadece anacığım
yakalayabilirdi, onu da bahçeye giderken gördüğümüz için bizim evin arkasında
keyfimizi bozacak kimsenin karşımıza çıkma ihtimali olmadığına karar vermiştik.
Ardıcın gölgesinde alelacele bir
hilal oluşturduk ve sigara paketini ortaya koyduk. Bütün ortaklar hemen
sigarasını yakma arzusuyla bakarken ben; “keşke Büşra gilin evinin önünden
sigara elimde geçsem ve Büşra beni görse” diye içimden geçiriyordum. Sanki Büşra
gilin evinin önünden sigara elimde geçsem lise bire giden Büşra’yı ilkokul
dördüncü sınıfa, ya da beni lise bire, Büşraların sınıfına çekecektim…
Herkes sigarasını yakmış acemi
acemi içiyordu ki birden anacığım tepemizde beliriverdi. Hepimiz hayretler
içinde kalmıştık. Ben sadece “Ana sen bahçeye gitmemiş miydin?” diyebildim.
Meğerse anam evde ot kazmasını unutmuş ve onu almaya gelirken evin arkasında
bizi görmüş.
Çok kızmıştı anacığım:
- "Parmak kadar yoksunuz. Siz nerden öğrendiniz
bakalım sigara içmesini? Kimin bu sigara? Öleceksiniz daha bu yaşta!”
Arka arkaya sorular sıralarken bu
arada da bizi dövecek bir değnek arıyordu etraftan. Kaçamamış öylece kalmıştık.
Anam eline ciddi bir değnek geçirirse hepimizin haşatını çıkaracağa benziyordu.
Doğrusu hiç şakası yoktu. Ya kaçıp kurtulacaktık ki anam tam kaçacağımız yerdeydi.
Her hal-ü kârda bir kaçımızı o değneğin tadına bakacaktı.
Birden aklıma bir fikir geldi. Bu
arada anacığım da uygun bir değnek bulamamıştı zaten.
- "Anacığım. Dedim. Bizim içtiğimiz sigara çocuk
sigarası…"
Anacığım bir an durakladı. Sonra
yüzü aydınlandı yüzünün o eski mütebessim hâli ortaya çıktı.
- "Ya öyle mi? Ocağınız batmaya. Deli çocuklar beni
nasılda korkuttunuz." Diyerek yeri incitmeden attığı adımlarıyla evin ön
tarafına doğru gitti…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder