-Toparlan
kardeşim gidiyoruz.
-Nereye
ağabey?
-Bilmiyorum
kardeşim, gidiyoruz işte!
-Gitmek
kurtuluş mu ağabey?
-Belki de
kardeşim.
-Peki ya
kaçmak?
***
Ağabeyim
dışarı çıktı, ben de hemen arkasından… Gidelim dedim; neyimiz var ki
toparlayacak bir radyodan başka. Otobüse bindik, gidiyoruz. Ağabeyim nerden
bulduysa bilet parası ayarlamış, yola çıktık. Birkaç saat geçti geçmedi
ağabeyim başını omzuma koydu, uyudu. Onun yıllardır ilk defa derin bir uykuya
daldığını gördüm. Belki de tüm dertlerinden kaçmanın verdiği rahatlıkla uyudu.
Ben de uyumaya çalıştım uzun bir süre, uyuyamadım.
Otobüste
neredeyse herkes uyumuştu. Küçük ekranlı televizyonu açtım. Birkaç uyduruk film
vardı hiçbirini beğenmedim. Müzik dinlemeye karar verdim. Saat üç suları.
Geceye bir anlam yükleyebilir miyim diye Cengiz Kurtoğlu’nun “Gece Olunca”
isimli şarkısını açtım.
Hatıralarımı
karıştırmayı düşündüm.
On
yaşında bir çocuğun ne kadar hatırası olabilir ve ne kadarını hatırlayabilir
demeden düşündüm.
Sonra bu
şarkının bendeki hatırasını hatırladım ilk olarak.
Yasemin’in
Ağabeyimi bırakıp gittiği gün. ‘’Terk edilmişlik her insana acı verir
kardeşim’’ demişti ağabeyim. Hele de seni en yakın dostun için terk ediyorsa.
Üstüne bir de dost kazığı. Tamamdır artık belini doğrultabilirsen yaşa şu garip
dünyada.
Ağabeyim
o gün eve gelince hiç konuşmadı direk cebinden bir kaset çıkardı. Babamın
yıllar önce aldığı ve onlardan kalan tek hatıramız olan kasetçalara koydu. Ben
radyo diyorum. Geldi yanıma sarıldı. Sonra tek kelime çıktı ağzından ‘’gitti’’
dedi. Bütün olan biteni anlatmaya yetmişti bu bir kelime. Ben ağabeyimin
derdiyle dertlendim o kendi derdiyle beraber ağladık sabaha kadar. Başımızı
yaslayacak ne bir ana; bizi kollayıp gözetecek bir akraba, hiç birisi yoktu
hayatımızda. Bazen bir hayatımızın olduğundan bile şüpheye düşüyorduk. Sanki bu
hayat başka birilerinin de bize alın biraz da siz oyalanın der gibi. ‘’Fason
hayat’’ bizimkisi derdi ağabeyim. O ne demek bilmiyordum daha ben çocuktum
aklım ermiyordu öyle şeylere.
Önceleri
Yasemin’le ağabeyimin arası çok iyiydi. Aşıktılar birbirine veya ben öyle
zannediyordum. Fakat ağabeyim körkütük aşıktı bundan emindim ama Yasemin’in
böyle olduğundan şüphe ediyorum.
Seviyorsa
neden bırakıp gitti.
Belki de
diğer kadınlar gibi mantığıyla hareket etti. Mantıkla paranın eş değer olduğunu
o gün anladım. Çünkü ağabeyimi terk edip gittiği oğlan zengindi. ‘’Bazen gitmek
bir kurtuluş umudu, kalmak tükeniş’’ derdi ağabeyim.
Biz de
gidiyoruz ya şimdi kurtuluş umuduyla. Ama biz gitsek de tükeneceğiz kalsak da… Bu
kaçınılmaz gerçek acı veriyor insana.
O sabah
ağabeyim bambaşka birisi olarak çıktı kapıdan. İnsan bir gecede nasıl
güçlenirmiş; yediği onca darbelere rağmen. Hâlâ anlamış değilim. Belki de güçlü
görünmeye çalışarak onlardan intikamını böyle almak istiyordu. Bu olaydan sonra
ağabeyimin hayatta güvenebileceği tek insan bendim.
Ben dönüp
dönüp aynı şarkıyı dinliyordum.
Otobüs
aynı yönde ilerliyordu.
Dünya her
zaman olduğu gibi kendi seyrinde dönüyordu...
Müziği
kapattım. Annemle babamı düşündüm. Yıllar önce evimizde çıkan bir yangında
kaybetmiştik onları. Evimiz iki katlıydı alt katı boş üst katta biz oturuyoruz.
Bir gün nereden çıktığını hâlâ anlayamadığımız bir yangın çıkmıştı evde. Babamı
tehdit eden bir adam vardı. Telefonda sürekli ‘’yakacağım ulan seni’’ derdi. Biz
kim olduğunu bilmezdik. Belki de o yakıp kaçmıştır veya babamın uyumadan önce
yatağa uzanıp sigara içme alışkanlığı vardı sigara sönmeden küllük devrilip
yangına sebebiyet vermiş de olabilirdi.
Onların
ölümü bir sır olarak kaldı, bizim çaresizliğimizse aşikâr. Bizse evin yandığı o
gün babamın bize aldığı radyoyu alıp mahallenin biraz dışarısındaki parka gidip
vakit geçiriyorduk.
Dalıp
gitmiştik radyoda çalan şarkılara. Bir anda ne olduğunu anlayamadan bizim evin
olduğu tarafa doğru kalabalık akmaya başladı. Biz de koştuk. Yaklaştıkça bu
kalabalığın bizim eve doğru gittiğini gördük. Alevlerin etrafa yaydığı ışık
belirginleşiyordu ilerledikçe. Yangının bizim evde olduğunu görünce ağabeyim “anneee!”
diye bağırıp kapıya doğru koştu. Ben orada donakaldım, ilerleyemedim. Komşular
ağabeyimi tuttu çünkü yangın sarmıştı her yeri. Eşsiz bir manzarayı seyreder
gibiydik hepimiz. Anne-babamızın yanışını izliyorduk halbuki. Sonra itfaiye
geldi yangını söndürdü. Üst kat komple yanmıştı. Ağabeyimle biz birbirimize
sarıldık bekliyoruz. Yangın söndükten sonra birkaç kişi çıkıp baktı. Her şey
yanmıştı evde. Anne babamızın bedenleri de dâhil. Bir mezarları bile yok şimdi.
Kimse ne yapacağını bilmez haldeydi. Herkes teker teker dağıldı evlerine biz
tek başımıza kaldık. Ağabeyim sabah kimseyi çıkartmadı yukarıya. Biz hallettik
dedi gelenlere…
Hiçbir
şeyi hallettiği yoktu.
Taziyeyi
mahallenin ortasında kabul ettik. Akrabamız filan da yoktu zaten. Memlekette babamla
annemin evlenmesine izin vermemişler onlarda kaçıp buraya gelmişler. Üst kat
öylece kaldı. Ne biz çıktık ne de kimseyi çıkardık yukarıya. Cesaret edemedik
anne babamızın küllerine bakmaya.
Alt katta
yanacak bir şey olmadığı için burası sağlamdı. Eski bir kanepe ayarladık,
babamızdan tek hatıra olan radyoyu da duvara bir çivi çakıp astık. Duvara bir
çivi çakıp dertlerimizi de asabilseydik keşke. Taşıyabilir miydi tüm dertleri
bilmiyorum.
‘’Zamanın
bir güzel yönü de insanı her şeye alıştırabilmesi’’ derdi ağabeyim.
Güneş
doğmak üzereydi. Ağabeyim uyandı.
“Neredeyiz”
dedi
‘Boşlukta’’
dedim.
Sustuk.
Otobüs
terminale girdi, indik. Neresi olduğunu bilmiyorum. Elimde radyo, üzerimde
yılların ceketi…
-Şimdi
nereye gideceğiz ağabey?
-Bilmiyorum
kardeşim.
-Kaldığı
yerden devam eder mi hayat ağabey?
-Bazen
kardeşim.
-Kaçınca
kurtulduk mu ağabey?
Sessizlik…
Yürüdük…
Mali olarak aşağı mısın? Bir kredi mi arıyorsunuz?
YanıtlaSilKişisel Krediler, Ticari Krediler, Öğrenci Kredileri, Taşıt Kredileri ve Kredileri sunuyoruz.
Faturaları 8000 Dolardan 14.000.000 Dolara,% 3 Dolara
faiz oranı. Krediler yasal ve yasal amaç için olmalıdır. Eğer ihtiyacın varsa
finansal yardım / Krediler şu anda doğrudan bizimle iletişime geçin:
peterheymannloanoffer@gmail.com
Saygılarımızla,
Bay pater L Scott.
İletişim E-postalar: Peterheymannloanoffer@Gmail.com
************* ******************************************************** *****************
NOT: SPAM FOLDERİNİZDE UYARI MESAJI OLARAK BU MESAJI GÖRÜYORSANIZ
E-POSTA DOMAIN AĞ SAĞLAYICINIZA BAĞLI.