“Mahmudum şu anda Somali’de
dükkân faaliyette mi? Somali’deki dükkâna Kahramanmaraş dükkândan selam olsun”.
(05.04.2019 Emmim Hasan EJDERHA)
Doğum günümden bir gün
sonra emmimden bu soru ve Selam gelince, fakire yaşını ilerlediğini sorumluluk
ve yükümlülüklerin artığını hatırlattı. Emmime ne cevap vereceğim diye kara kara
düşünürken bu yazıyı kaleme almış bulunmaktayım. Selam vermek sünnettir almak
ise farzmış. “Mış” diyorum çünkü ilim ehli değilim. Neyse yine bildiğim ile
amel edeceğim Vealeyküm selam emmi.
Yaklaşık bir ay oldu Somali’ ye geri geleli. Somali
dükkânı için şimdiye kadar altyapı hazırlıkları yapmaya devam ediyorum. Çalışmalarla
birlikte dükkânla alakalı tasavvur ettiğim ve hayal kurduğum bazı olaylar
Müsaadenizle kağıda dökmek istiyorum. Belki gönlümdeki hasret bir nebzede olsa
dindiririm.
Dükkânın açılışı…
Cuma gününe denk
getirmek, Kahramanmaraş’tan bütün dükkâncıların teşrifleri ile birlikte önce
Cuma namazı eda etmek. Tabi o güne kadar dükkânın ak saçlısı ve başkomutanı
Ahmet Doğan İlbey ağabey tarafından düzenlenmesi ile birlikte hatim indirtilip,
ayrıca hatimin geri kalan kısmı Cuma namazından sonra dükkânın önünde
tamamlanmasıyla bu feyz ile dükkânın açılışını gerçekleştirilecek.
İçeriye geçildikten sonra, hocamgillerin açılış
konuşmaları ile birlikte Dükkânı resmi olarak açılmıştır ve bu saatten sonra
faaliyete hazırdır. Somalilerin en çok ihtiyaç duydukları ve kavramaları gereken en başta Ümmet, millet, ve
medeniyet kavramlarıdır. Medeniyetin inşası için insanın ihyası başlığı
altında değerli hocam İsmail GÖKTÜRK icra edecekler .
Bu konudan sonra
Türkiye’den, payitahttan ve bütün Anadolu yörelerinden bahsolunur, özellikle Kahramanmaraş’tan.
Bırakalım bu konu Hasan EJDERHA emmim anlatsın, emmim anlatırken az sonra bir
uğultu ve tartışma başlar, biz sizden Türkiye’den, kendi köyünüzden bahsediniz
dedik, siz kalkıp bizim köyden bahsediyorsunuz.! Bilmiyorlar ki fakir de daha
önce emmisine anlatırken, orada dur hele
sen benim köyden bahsediyorsun derdi. Ama hem fikir olamadığımız bir konu vardı, lavaşın üzerine şeker zeytin yağı
döktüğümüze kadar hemfikirdir, fakat lavaşın üzerine çay dökülmesine karşı
çıkmasına şaşırmıştım. Dur orada Mahmut ne yapıyorsun bu çay ne işi var niye
döküyorsun lavaşın üzerine yapma derdi. Emmi göreceksiniz buradaki dükkâncılar
fakire hak vereceklerdir ve size sorulacak soru şimdiden söyleyeyim, eee
zeytinyağı tamam, şeker tamam, çay dökmeyi unuttunuz galiba. Sizde hemen hayır
bizim oralar çay dökmüyoruz lavaşın üzerine. bizimkiler Allah, Allah kuru kuru
yiyorsunuz demek ki diyecekler.
Daha önce söylediğimiz gibi, Somali
Anadolu’nun yöresindendir. Ondandır ki dükkânda Anadolu şiirlerinden okunması
lazım Gelir. Ahmet ağabeyin ifadesi ile Uzman
Mehmet YAŞAR abim okursa orada bulunanlar dükkânı ayrıyeten sevecekler.
Elbette Necip Fazıl ve
Mehmet Akif Ersoy şiirlerini okunmazsa dükkân tam olarak açılmış sayılmaz.
Dükkânın âdabı ve usul gereği dükkâncıların şiirlerini okunmaz ise insanlar dükkân
kavramını eksik anlarlar. Ancak o
şairlerin şiirlerini okunduğu vakit, dükkânın açılışını gerçekleştiğine dair
bütün Somali vilayetlerinden duyulacaktır. Bir husus daha altını çizmek isterim,
yeni açılacak olan dükkânın selameti ve devamlılığı için Mehmet Yaşar Abinin
piyasa şiirini okumamasını şiddetle tavsiye ediyorum. Çünkü 2014’tan beri süre
gelen pıyasa şiir tartışmaları unutmuş değilim, hâlbukı bizde Somali’ye yeni
tartışma konusu getirmek istemiyoruz.
Söz Mehmet Raşit abinin, tabii Ahmet abinin
ifadesi ile iyi yazı niteliğinde, edebi bakımından zengin, sadece bir tek
kusuru olan o da şifası az olandan bir mektup ya da bir yazı okumaya başladığında,
bizimkiler Türk edebiyatına merak sarmaya başlamışlar bile, hem de Mehmet
abinin giriş kısmını okurken. Raşit abi
dertli, haliyle Somali Nasıl yeniden kurtarırız, bu vahim durumdan nasıl
kurtaracağız diye söze başlar, “Gerçi fakire daha önce 4 evlilik yapmasını
söylemişti bahanesi de siyaseten evlilikmiş, işime gelmez de değil Şahsen” ondandır
ki o gün dükkânda bulunanlara buna benzer tavsiye vereceğinden korkuyorum.
Neyse ki tercümanlık fakirde olduğu için işime gelmeyenleri başka şeylerle
dolduracağım. Raşit abinin Gönül adamlığını görmüşlüğüm da var, ondan dolayı
tercümana gerek kalmaz, çünkü gönüllere hitabet kabiliyetini daha önce şahit
olmuştum.
Tercümanlıktan söz etmişken, Ferhat AĞCA o
günler dinlenecek istirahat edecek, Gerçi kendisine bir tercüman tahsis etmem
gerekir. Ferhat kardeşim, kardeşim
diyorum saçlarında ak görmediğimdendir, vekaleten tercümanlık yapıyorsun Ahmet
abiye, ücret konusu nasıl anlaştınız gömlekleri saymazsak? ona göre sana tahsis
edeceğim tercüman ile görüşmeleri ilerleteceğim.
Somali hem coğrafya hem
de gönül bakımından yemene yakındır, Ahmet abinin 1000 miligramlık
türkülerinden olan Yemen Türküsü orada söylenmezse yemen bize küser. Türküdar
Fazlı abim sazın tellerini vurdukça bizimkiler de dizlerine vura vura, tabii
diz vurmada Ahmet abiye bakarak taklit ederler.
Daha sonra türkü dinleme şartlarını sayınız diye sual olunursa, dizlere
vurarak dinlemek . Diye cevap verirler. Tabii ilim ehli olmadığım için 1000 miligramlık
ağır mı gelir dersiniz her şeyin fazlası zararlıdır derler. Siz ayarlayın bana
bırakmayınız yoksa bizimkiler Allah korusun o kadar dozu kaldıramazlar.
Dükkân denildiğinde
akla aleyh gelir, aleyh olmadan manalı ve gıdalı bir dükkân günü geçirdik desek kendimize
yalan söylemiş ve kandırmış oluruz. Fikirli, nükteli ve şifalı, tabii ziyaretçi
görüşmeler bir süreliğine askıya alınacak, tek tek konuşulacak, geçerli bir
aleyh olması için şapırdatma konusunda iyi derecede dikkat edilmesi gerekiyor.
Hasılı kelam o gün dinleyeceğimiz aleyhler,
Kahramanmaraş’tan Somali’ye gelişiniz olacak. İlk başta hocamgillerin projesi
olan tüplü uçak inşa süreci, toplanmasından hazır hale getirilmesinden Somali’ye
gelirken yolda geçenler ve nasıl geçtiğine dair anlatacaksınız.
Zaten Enver abi yine bir köşeye çekilip çoktan
uyumuştur, ara sıra uyanır saat daha iki olmadı mı derecesine daha Somali’ye
varmadık mı diye sorar sonra yine uyur.
Ahmet abi pilota iyi bir şekilde tembihliyor efendi
önce bir hatim indirmeyi unutma, sakin türkü dinlemeyesin sonra vecde kapılıp
bizi hedeften şaşırtmayasın ha!
Bir de pilot anons vermez mi? Türkçe’den sonra
İngilizce, keşke İngilizce konuşmasaydı İsmail hocamın elinde kalacak zavallı pilot,
o da biliyor oradaki hepsi dükkâncılar ama pilot bey âdet yerini bulsun diye Ingilizce
konuşmuştu başkaca art niyeti yoktu.
Bu arada uçağının selameti için yol boyunca
hocamgillerle birlikte Tayfun abi Tesbihattı icra ederler.
Bu tüplü uçağın diğer
uçaktan ayırt eden en önemli özellik tütün içilebilir olmasıdır.
Hocamgiller inşallah
keçi vardır değil mi İsmail? Raşit Mahmut ile konuştun mu teyit ettin mi?. Yeşil
soğan da vardır değil mi Mehmet Yaşar, sordun mu Karaoğlan’a. Mehmet Yaşar abi
de hemen, Evet hocam sordum hatta çay varmış, Mahmut’a söylemiştim cay yoksa ağzımdan bir tek şiir dahi duymayacaksın. Çay demişken çay ikram edilecektir, misafirlere
ayıp olmasın diye iki kat daha fazla şeker ile demlenir. Somali’de çay demleme
şekli daha önce sözlü olarak anlatmıştım ‘merak edenlere eski dükkân başkatibi
ve müdürü olan günümüzün Alplerinden Hacı Ahmet ERALP’tan izin alınarak dükkân
arşivlerinden bulunabilir”.
Fakir Türkiye’den ayrılmadan önce Payitahttan dükkâna
geliş sebeplerinden birisi her şeyden önce büyüklerin duası almak ve yurtdışına
çıkarken insanlar aşı oluyorlar, fakir aşı yerine dükkân çayını tercih etti, hakikaten
şifalıymış. haddim olmayarak size nasihat verir gibi de görünmek istememek ile
birlikte siz de o çaydan içiniz öyle geliniz.
Genç dükkâncılar size
büyük vazife düşüyor Somali’deki genç dükkâncı harekâtına iyi örnek olmanız
gerekir, onlara şifalı çay nasıl yapılır anlatmanız gerekir, meslek sırrıdır
deyip de öğretmemezlik yapmayasınız ha.
Sonra ertesi gün
kılavuzluya gider gibi, Hint okyanusuna gidip balık tutacağız. Birde orada Türkü
dinlemek nasıl bir duygu muş hep birlikte keşfedeceğiz.
Her şeyin başlangıcı olduğu
gibi sonu da var, sıla-ı rahimden vuslata ermek üzere sefer hazırlıkları
başlar. “Nede olsa tüplü uçağımız var
ben de emekliyim, yolu da öğrenmış oldum sık sık geleceğim” diyor Hassan KEKLIKCI
emmim.
Birden hüzün dolu bir
şiir duyuyoruz, arkamıza döndük Mehmet YAŞAR abım, bir de Dostlar beni hatırlasın
şiirini okumaz mı? Havalimandakiler bize bakıyorlar halımızı anlamaya
çalışıyorlar ama nafile.
***
Gün
ikindi akşam olur
Gör
ki başa neler gelir
Dükkâncılar
gider adı kalır
Dostlar
bizi hatırlasın.
Güzel
YanıtlaSil