Türk İslam Coğrafyası, büyük
hayallere, büyük hedeflere okyanuslara ulaşmak için dağ gibi liderlerin yön
verdiği çağlayan bir nehirdir. Önüne geçecek her engeli aşacak
güçtedir. Bizim nehirlerimizin çağladığı topraklarda, mazlumun gözyaşı dinecek,
zalimin zulmü bitecek, özgür ruhlu, inançlı insanlar önder olacak. İşte büyük
hayalimiz budur.
Tarih bir akarsuya benzer. Çağların arasından süzülüp gelen bir akarsuya... Bazen kıvrılan, bazen dosdoğru ilerleyen bir
akarsu gibidir insanoğlunun tarihi; bazen coşar, bazen çağlar, bazen sükûn
içinde seyreder; bazen de durur.
Yeryüzünde ovalardan,
yaylalardan, vadilerden akıp gelen bir akarsuyun akışını ne değiştirir? Ona yön
veren, istikamet veren şey nedir?
Bir akarsuyun yönünü ve hızını
denizlere, okyanuslara ulaşma arzusu belirler.
Ne kadar tutkuyla, arzuyla
okyanuslara ulaşmak istiyorsa bir akarsu, o kadar hızlı akar, o kadar coşkuyla
çağlar. Bazen şelale olur uçurumlardan iner aşağı, bazen sel olur taşı, toprağı
katar önüne, sürükler götürür; toprağı aşındırır tepeleri eritir, ağaçları
söker ta kökünden. Sonunda uzun yollardan, diyarlardan, dağlardan geçip denizlere,
okyanuslara kavuşur; deryada sonsuzluğa karışır, hayalini hedefini
gerçekleştirir.
Irmaklar bazı zamanlar
hedeflerini şaşırır, okyanus diye göle dökülür. Denizlere giden yol zannedip
yanlış yere döner vadilerde, ovalarda, çöllerde kuruyup gider. Doğduğu günden
beri en büyük hayali hedefi olan okyanusla buluşma isteği buhar olup havaya
karışır.
Bu nehirlerin, bu coşkun suların
akışını, yönünü değiştiren güç nedir? Büyük bir tutkuyla akıp giden suyun
akışını ne değiştirebilir?
Derler ki suyun akşını ancak sert
kayalardan oluşan dağlar döndürebilir.
Bir dağ sert, kaya gibi, çelik
gibi, demir gibi bir gövdeye sahip değilse o suyun akışını değiştiremez. O dağ
yumuşak topraktan oluşmuşsa suyun şiddeti toprağı söküp alır, koca dağ
zannedilen şey eriyip gider bir anda. O nedenle suyun akışını ancak kaya gibi
sert dağlar değiştirir, o suya gideceği yönü gösterir, okyanusa ulaşmasını
sağlar.
Tarih nehrinin akşını değiştiren
üstatlar vardır. Onlar çelik gibi iradeye, kaya gibi inanca, demir gibi güçlü
fikirlere sahiptir. Çağlamış, coşmuş nehirler, o insanların dağ gibi sağlam
gövdelerine çarpar ve gördüğü direnç karşısında yönlerini değiştirirler. Bu
insanların güçleri Allah vergisidir. Bu insanlar liderdir, öncüdür, kılavuzdur,
rehberdir.
Akarsuyun akşını ancak lider
doğanlar değiştirir. Lider doğar ve lider ölürler.
Tarih nehrinin akşını değiştiren
beşer sayısı çok azdır. Onların çelik gibi iradeleri, engin ufukları, geniş
yürekleri, kaya gibi inançları sayesinde ülkelerin, milletlerin kaderleri,
yönleri, istikametleri değişir.
Onlar suyun akışını değiştirip
okyanuslara kavuşmalarını sağlarlar. Suyun şiddeti ne kadar fazla olursa olsun
dağın kaya gövdesinden bir şey sökemez, alamaz sadece, yön değiştirir.
Bir ülkede sürekli lider doğmaz,
sürekli lider çıkmaz. Ne zaman nehir yolunu kaybetse ne zaman okyanusa ulaşma
hayalini yitirse karşılarına dağ gibi bir lider çıkar, akarsuyun akışını
değiştirir ve yeniden büyük hayallere, büyük okyanuslara yönlendirir.
Bizim geçmişimiz tarihimiz
akarsuyun akşını değiştiren liderlerle doludur. Onlar, dağ gibi dik durup
tarihin akşına yön verdiler. Çağ açıp, çağ kapattılar. Bu coğrafyada adı
binlerce yıl yaşayacak nam ve abide bıraktılar.
Akarsuyun akışı tarihin seyri ve
akışı gibidir.
Beşerin bazıları lider doğar
suyun akışını değiştirir, bazıları ise liderlerin yönünü değiştirdiği suyun
akşına uyarlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder