Bu sondu ey şair…
İdam masasına şarkılar
söyleyerek
Tanrıçalara kurban edilen
son çocuk…
Bu son ey şair…
Sarhoş eden erguvan
çiçekleri köklerinin
Koparılıp atılması
Kına beni Ey Şair!
Özür dilemiyorum senden!
Bahar geldi ya,
Dikenlerim çıktı yine…
Kimseye batmasın diye
Kendimi yaraladığım
oklardan,
İçimdekiler dökülür oldu.
Ne azil bir durum…
Sen boş ver beni Ey
Şair...
Benim hortlayan yaralarım
var…
Benim cismini bilmediğim
sevdalarım var.
Kendime susar kendime
konuşurum ben…
Kendimde beni dinleyen bir
adam var...
Ey askın şairi
Dilinde anahtar var…
Hazineler sende saklı...
Bende kuru bir talep var…
Ask yolcusu olmaya azık
gerek,
Bende kuru bir yürek var.
Ey Şair!
Senin gönlündeki saltanat,
Hazinelerinin ölçüsünde
değildir,
Sen de aşkın efsunu,
Ruhumda füsun yaralar,
Var olan sen de var.
Ben bir şey veremem sana,
Dokunamam,
Sunaklardan aşk sunamam,
Ab-ı hayat senin çeşminden
akar
Hayat sende,
İştiyakım ölümedir ancak
Yokluğun varlığa, temasına
ulaştığı gibidir,
Benim sana
dokunuşlarım.
Sen bildiğini yap, bana
bakma.
Benim acımın alakası, yine
benim..
Ey şair sen bildiğini yap!
Benim acımın eczası yine
bende
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder