Ne yazıldı
neler yazıldı bilmiyorum, senin üzerine neler söylendi iliklere kadar ya
işlendi ya da kana işlenmeden kayboldu. Evet, bunun adını merak ediyoruz,
aslında ben de gerçek manasını merak edenlerdenim hatta bu yazıyı bunu
anlatamayacağımı bile bile yazmaktayım ve bu benim ilk deneme yazım bir şairin
deneme yazısı neye benzeyecekse bu işte ona benzeyecek. Araya başka sözler
katmanın bir anlamı yok herkeste bulunabilecek bir şeyden bahsediyordum yazımın
başında anlatmaya çalıştığım şeyde bu bizim merhamet.
Merhamet,
kelime anlamını tabii olarak açıklamayacağım çünkü kelime anlamıyla
yaptıklarımız arasında örtüşmeyen dibi tutmuş ve kokuşmuş bir yemek tadında bir
şeyler var. Aslında anlamını biliyoruz bildiklerimiz bizi şaşırtmıyor,
şaşırtmadığı gibi kavramak bile geçmiyor içimizden. Düşün ki mahşer gibi bir
kalabalık var herkes ayakta bir kişi yerde ve o bir kişiyi kimse fark etmiyor.
Merhamet denilen kavram da bu aslında herkes dimdik yürürken onun alçalması
aslında onun dimdik kalabalıkların arasından geçerken kalabalıkların yerlere
çökmesi ve merhamet ve rahmet ve şefkat. Hiç olmanın ağlarken gülmenin ne
olduğunu anlayabilmenin ya da bir çocuğun bakkal dükkânı önünden geçerken
kırmızı renkli topa gözlerini uzun uzun dikip bakarken bakkalın çocuğu fark
etmesi işte size benim anladığım tarzda bir merhamet.
Merhamet
dedikte akla anne gelmeden olmaz hem döven ve sonra da dövdüğüne üzülen bir
şefkat abidesi, korkulan fakat yine de en çok sevilen ve çok seven biri, anne
ve merhamet.
Torbamıza ne
koyduk bu zamana kadar ve hangi azıkla beslendik herkes bir düşünsün ve şu da
unutulmasın bir şair merhameti ne kadar anlatabilirse o kadar yazamaz ne kadar
yazabilirse de o kadar anlatamaz.
Ve buradan
çıkacak sonuç şudur ki tanımlarla merhamet örtüşmez MERHAMET sadece insanlarla
örtüşür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder