Durdum divana, uydum
CONİ’ye
Hatırlar mısınız?
Kredi kartından önce,
insanların birbirinde kredisi vardı…
Olursa ödemek hesap kesim
ve görünce istememek son ödeme tarihli,
Önce bu krediler tükendi,
sonra olmayan paraya alıştık en sanalından…
Varsa da aldık yoksa da,
yoksul çocukluğumuza inat, sonradan görmeliğimize tüy diktik el birliğiyle,
Çoğumuzun doğup büyüdüğü evler
iki gözdü
Tüketim dinine iman ettik
toplu halde,
Tek kol aralığı hizaya
geldik, hatırdan gönülden tövbe edip, hesaba kitaba yöneldik;
Ev alınacak al, tatile
gidilecek git, ekonomik olunacak ol!
Konut Kredisi; Zekâtı,
Kredi Kartı; Namazı,
AVM’ler Camisiydi bu yeni
inancın,
Hangi yaş aralıklarında
hangi tüketici davranışları göstereceğimize de bu din karar veriyordu aslında,
Ve biz hiç yanıltmıyorduk,
boşa çıkarmıyorduk beklentilerini aziz kapitalizmin
MIS, CRM, Capital Market,
Fosil Yakıtlar, Yenilenebilir Enerji, Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar…
Üfürükten, püsürükten
şeyler kafamızı bulandırırken zikir niyetine,
First level; “cepler dolu
kalpler boş”
Bla, bla, bla…
next level; “cepte boş
kalpte bomboş”
hoop “cambaza bak”
“the müslim you have
called cannot be reached at the moment, please try again later”
Sonunda köfteyi çaktık
çakmasına da,
Hem geç oldu biraz ve hem
de içli değildi köftesi sekülerizmin.
Allahümme ecirna minnennar
. . .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder