Hayat yorgunuydu, elleri
titriyordu. Ocağa çalı çırpı atarken bayram sabahları erkenden çocuklarına
ateşte çorba pişirdiği günler geldi aklına, gayri ihtiyari gülümsedi sararmış
yüzüyle, hafiften inledi kimseye duyurmadan, bir köşede sessizce yatan kocasına
baktı göz ucuyla, “ne hale geldi dağ gibi adam, yedi bitirdi bu hastalık. Daha
ne kadar sürecek böyle” diye iç geçirdi. “Ya bu bayram da gelmezlerse bu kez ne
uydurup nasıl teselli ederim” diye hayıflandı. Çok kısa sürdü bu düşüncesi yeri
göğü inleten bir gök gürültüsü ardından şiddetli sağanak sesi çekip aldı onu bu
evhamından, “eyvah!” dedi. “Şimdi kim çıkıp da dam loğlayacak.”
Hayat arkadaşı yatağa düşeli beri
bütün yük omuzlarındaydı Fadıma bacının, her işi yapıyor da şu toprak damın
akmasına bir türlü çözüm bulamıyordu, daha on altı yaşındaydı bu eve gelin
geldiğinde, baba yadigârı evi bırakıp gitme düşüncesi aklına geldiğinde gözleri
buğulanıyor her bir köşesinden gençliğine ait anılar gözlerinin önüne seriliyordu.
Yedi çocuktan sadece ikisinin yaşama tutunabildiği bu fakirhane ona cennet gibi
geliyordu oysa bir zamanlar.
Gitmeseler olmaz mıydı? “Olmazdı”
dedi tekrar içinden, “kızın bahtı gurbetten açıldı neyse ona sözüm yok da ya
oğlan, o gitmeseydi, bırakmasaydı hasta babasını, gözü yaşlı anasını buralarda
bir başına.” Kendi düşünceleri için kendisine kızdı Fadıma bacı “sonra, ne
yapsın ki çocuk buralarda iş yok güç yok sefilliğin bini bir para gitti de
hayatı kurtuldu işte” dedi. Biraz sesli düşünmüş olacak ki kendi sesiyle
irkildi sonra, sobanın üstündeki taşmak üzere olan sütü son dakikada kurtarmış
olmanın ferahlığıyla sesine sahte bir neşe katarak kocasına seslendi “süt içer
misin bey?”. Konuşmaya mecali olmayan Osman ede yattığı yerden “Hayır!” anlamında
kafasını iki yana hafifçe sallayarak cevapladı bu nazik teklifi. Osman ede
ismini mahalleli takmıştı ona gençliğinde. Ede; kardeş, arkadaş, yoldaş, sırdaş
demekti; kimin başı dertte kimin bir müşkülatı var herkese el uzatır, derdine
çare bulur, kendi dertlerini hiçe sayarak mahalleliye, akrabalarına,
dostlarına, yetişmeye çalışırdı.
Şimdi ise bir Allah'ın kulu
kapısını çalmıyor kimse halin ahvalin ne demiyordu. İyi ki o iki ineği almıştı
zamanında, sütünden yoğurdundan faydalanıyor kalanıyla da harçlıkları çıkıyor
kimseye muhtaç olmuyorlardı. Evlerinin bitişiğindeki eski tarihî caminin
avlusunu büyütmek için mahalleli ağız birliği edip bu eski evin avlusunu satın
almak istemişlerdi, Osman ede zaten dünyadan elini eteğini çekmiş bir kuru
canıyla bir minderlik yer teşkil ediyor bu konuda söz sahibi olarak eşinin
rızasının olmadığını söylediği için mahalleli gönül koymuş selamı sabahı
kesmişlerdi. “Şunun şurasında kaç günlük ömrümüz kaldı ki bırak biz göçüp
gidince ne yaparlarsa yapsınlar ahir ömrümüzde bizi yerimizden oynatmasınlar”
demişti Fadıma bacı. Haksız da sayılmazdı bu sözlerinde kime gider nereye
sığardı ki hasta adamla. Telefon yoktu elinin altında, komşudan arayıp iki
kelime zor konuşuyordu oğluyla “nasılsın iyi misin?”den başka konuya girilmiyordu
ki elin telefonuyla, önümüzdeki bayram gelirlerse enine boyuna konuşur bir
karara varırlardı elbette ama hep bir mazeret gösteriyor, bir türlü
gelemiyorlardı.
Kaynamış olan sütün sıcaklığını
serçe parmağıyla kontrol ettikten sonra bir kısmını peynir bir kısmını yoğurt
mayaladı. Bulaşıkları yıkadı, sobaya odun atıp üstündeki kaynamakta olan
güğümün üzerine biraz daha su ilave ettikten sonra ağrıyan sırtını birazcık
dinlendirmek için arkasına yaslandı. Gözlerini kapadı yarım saat dinlenip
kalkmayı düşünüyordu ki yüzüne damlayan iki damla suyla tekrar doğruldu, dama
çıkmayı unutmuştu. Akan yerlere biriken suları süpürüp çukurlaşmış yerlere
toprak doldurup loğlamasi gerekiyordu, bir elini beline koyup kalkmaya
çalışırken başı döndü iki adım geriye sendeledi tekrar oturdu. Kulağına çıtır
çıtır sesler geliyordu önce sobadandır diye aldırış etmedi yağmur cama vuruyor
da olabilirdi ama yüreği daraldı pencereden dışarı bakmaya niyetlendiği sırada
büyük bir gürültü koptu.
.........
.........
"Beyyy!!!"
........
Eşhedü enlailahe illallah
........
Oğlu kızı bayramı beklememişler
ilk uçakla atlayıp gelmişler, mahalleli ise avluyu doldurmuş kimse kimsenin
yüzüne bakamıyordu. Cuma namazını müteakip imamın “hakkınızı helal ediyor
musunuz*” sorusuna hangi taraf cevap vermeliydi?
KING CASINO, LLC GIVES A $100 FREE BET
YanıtlaSilKING CASINO, LLC herzamanindir.com/ GIVES A wooricasinos.info $100 FREE BET to try. Visit us today and receive https://access777.com/ a $100 casinosites.one FREE BET! Sign up poormansguidetocasinogambling.com at our new site!