“Dilce susup bedence konuşulan bir çağda biliyorum kolay anlaşılmayacak”/İsmet Özel
Zevahir Dergisi 2018
yılında Ahmet Turan Bayraktar, Aziz Can Karakoyun, Mehmet Bozdağ, Osman Emre
Hacıarap tarafından Kahramanmaraş’ta oluşturulmuş ve yayın hayatına 2019
yılının Mart ayında “merhaba” diyen
aynı zamanda orta kuşak ile genç kuşağı birleştiren, umut vadeden bir dergidir.
Derginin yönetiminde bulunan bu nadide isimler kendi kuşaklarından dostlarının
bulunduğu ekip tarafından Zevahir Çetesi diye anılmıştır.
Zevahir Dergisinin
edebiyat dünyasında varlığını hissettirmesi Ahmet Turan Bayraktar’ın Türkiye
Yazarlar Birliği Kahramanmaraş Şube Başkanı Fazlı Bayram ile tanışmasıyla başlamıştır.
Fazlı Bayram’ın Ahmet Turan Bayraktar’da gördüğü vatan ve millet sevdasına dair
edebiyat ile ilgili kurduğu cümleler onu derinden etkilese de Ahmet Turan
Bayraktar’ın olay ve durumlara eleştirel bir tarzda yaklaşımını Mehmet Raşit
Küçükkürtül sınırlamıştır. Bilakis bu takdir ve sınırlamalar birbirine tezat
iki kelime gibi görünse de Ahmet Turan Bayraktar bu iki ustanın elinde birer
sanat eserine dönüşecek ve gelecek vadedecektir. Şu an Ankara Gazi Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi birinci sınıf öğrencisidir. Daha nice güzel
başarılara imza atmasını umut ediyoruz.
Türkiye Yazarlar Birliği
Kahramanmaraş Şubesi bünyesinde kendini geliştiren sadece Ahmet Turan Bayraktar
değil Aziz Can Karakoyun, halk edebiyatında en bilgili ve kalemi en iyi olan
kişidir. Abdürrahim Karakoç düşkünü olan Aziz Can Karakoyun, liseyi bitirir
bitirmez Ankara/Kara Harp Okulunu kazanır ve şu an hazırlık okumaktadır. Osman
Emre Hacıarap, sanata düşkün olan çetenin en yenilikçi adamıdır sürekli yeni
şiir tarzları dener ve kendini o şiir tarzında kanıtlamaya meyillidir. Şu anda
üniversite sınavına tekrardan hazırlanmaktadır. Mehmet Bozdağ, kendine has üslubu
ve tarzıyla ortaya koyduğu eserler evvela bir tartışma konusu yaratır fakat
eserdeki incelik, şiirsellik ve zarafet sonradan kendini ortaya çıkarır ve
okurları etkisi altına alır. Bu dört arkadaşın samimi ve vefakâr dostu Hasan
Bazı da şiir ve denemeleriyle Zevahir Dergisinin ilk yayınından itibaren
Kadirşinas mahlasıyla derginin sayfalarında yerini almıştır.
Zevahir Dergisi’nin birinci, ikinci
ve üçüncü sayılarında bu çeteyi yüreklendiren ve destekleyen Hasan Ejderha
kaleminden “ Dilinize bir ninni
takılmıştır ansızın/Sızım sızım sızlatan bir ağıt ya da/ Korkmayın artık
gelecek sizin an sizin/ Sizi yenecek bir savaş yok dünyada” mısralarında ümit
var bir dili şiirsel bir edayı her daim
görmeniz mümkündür. Zaten bu kıymetli isimden sonra derginin sayılarında
sırasını Ahmet Doğan İlbey’in usta kaleminden yaramıza dokunan vurgulu yazıları
takip eder sonrası Hasan Keklikçi’den emmi hasbihalinde öyküler dizilir her bir
sayfaya, içtenlikle. Mehmet Yaşar’ın kaleminden ikinci sayının birinci
sayfasında sizi “Gün gelir, an olur,
vakit de biter/Harcanır ömür de nakit de biter/Nice bağlamları, ne fikirlerin/
Selam da kelam da akit de biter…” dizeleri karşılar. Fazlı Bayram ise
birinci sayıda Zevahir Çetesine öncü olmanın gururuyla “Sanki okur yazarların hepsi adammış gibi/babası katmış davarın ardına/
okumaz madem çoban olsun iyi”, der ama Zevahir Çetesi Yasin Mortaş ile ilk
röportajını üçüncü sayıda çoktan yapmış, yol almıştır. Ömer Faruk Günay Çizgiler adlı denemesiyle çok karamsar
bir mizaca sahip olduğunu ifşa etse de her sayıda bu dergiyi destekler. Ferhat
Altun “Ben/ Öllümün doru atıyım/Beni
zamana sığdıramazlar/Ve tabloların ressammların/ Arşınlamışsam/Bir kazık da ben
çakmışsam yeryüzüne/ Şaşırma!/Benden ötesi yoktur/ Ne aynalarda/Ne de
pusulasında bir seyyahın” diyerek Zevahir Çetesine şahlanışın ustalıklarını
ne de güzel anlatır öyküsel bir dille. Safa Gayret gibi genç bir kalem ilk sayı
ile son sayı arasında her zaman Zevahir Çetesinin yanında olduğunu anımsatan bir şiirle “bir ekmeğin kolundan tutup uçmayı öğrettim/böylece kuşlar daha sakin
ölebilir.” diyerek nadide mısralarla
her sayıda yerini alır.
Zevahir Çetesi şu an
derginin dördüncü hazırlığında ben de sizler gibi bu sayının kapağından çok
içerisindeki kıymetli sayfalarda sırayla yer alacak isimlerin kimler olacağını
merakla bekliyorum.
Orta kuşakla genç kuşağı
birleştiren ve gelecek nesillere örnek olacak olan bu gençliğin çıkardığı
derginin “Okuru bol olsun”. Çünkü bu
dergi okunmayı hak ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder