Tasavvuf düşüncesinde kuşlar, uçmaları sebebiyle
cennetle dünya arasında irtibat kuran varlıkları sembolize eder. “Ruh kuşu”
mânasına gelen bir teşbihtir bu. “Ruhu kuş gibi uçmak” misâli bundandır. Bu
mânadan dolayıdır ki “can” kuş motifiyle ifade edilir.
Kuş, ruhun ölümsüzlüğüne kinayedir. Vakti
geldiğinde can, yâni ruh, kuş gibi ahrete uçup gider. Bir insan vefat ettiğinde
“can kuşu uçtu” denir.
Ali Yurtgezen hoca, kuşun “can” mânasına
geldiğini, bedene üflenen ilâhî soluk olduğunu yazıyor:
“Tasavvufta kuş ile kastedilen muhteliftir. ‘Can’ yahut ‘ruh’ olabilir.
Ağaç ‘beden’i, kuş ise bu bedene üflenen ‘ilahî nefha’ yı ifade eder. Nitelenen
beden ‘kafes’e, ruhun da bu kafesteki ‘kuş’a teşbihi yaygındır. Cennetin tasvir
edildiği bir hadîs-i şerif’te de müminlerin ruhlarının ‘yeşil kuşlar’ şeklinde
cennet ağaçlarının dallarında tutundukları beyan buyurulmuştur. ‘Başa kuş
konması, Mecnûn’un başına kuşların yuva yapmasına telmih olunabilir. Böylece
‘Senin başına kuş konmamış’ demek, o kişinin aşksızlığına işaret olur. İsmail
Hakkı Bursevî Hazretleri kuşun, husûsen de güvercinin ‘kemâl-i efâl’ remzi
olduğunun söyler. Yâni ki güvercinler ve turaçlar Sâlih amellerdir, güzel
işlerdir, hayır hasenâttır. Nitekim kuşların nasiplenmesi dahi ağaç için bir
sadakadır. Ağaca kuş konmaması infaktan imtinadır, bencilliktir, aç
gözlülüktür; uzamak, süslenip bezenmek hırsının neticesidir.” (Gider idim ben
yol sora, Gülbang dergisi, sayı: 4, 1999)
Niyazî-i Mısrî Hazretlerinin “Can kuşun her zaman
ezkârıdır vâridat / Akl u hayâlin hemân efkârıdır vâridât” mısralarını
okumadan, canın, kuş gibi bedenden zikir çekerek uçup gideceğini cezbeli bir
aşkla idrak edemeyiz.
Şerhini okuyalım: Vâridât (hatıra gelen, içe doğan
şeyler) her zaman can kuşun zikirleridir ve kulun gayreti olmaksızın gaipten
(Hak’tan) kalbe gelen mânalardır.
Her şeyden önce, Resûller Resûlü Efendimiz’in,
Uhud Savaşı’nda şehit olan Müslümanlar için “Allah’ın onların ruhlarını yeşil
kuş sûretinde şekillendirdiğini” buyurması, ruh kuşunu havasız, yâni ilahî
aşktan mahrum bırakan biz modern zaman insanlarına bir müjdedir, bir ümittir.
Ol vakit bugünden tezi yok, Hz. Mevlânâ’nın “Ey
ruh kuşu! Günahlarından temizlendin, nefsinin kafesinden kurtuldun, mâna
kanatların açıldı. Haydi, geldiğin yere, kendi vatanına doğru uç…!” sözünü dinleyip
hamlıktan olgunluğa, kuruluktan yaşlığa erişip can kuşumuzu ahrete uçurabilmek
için tâlim yapalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder