Gece nöbetini devrederken
sırdaşına
Mehtabı uğurlar iken
usulca
Gözü yaşlı, gönlü hüzün
dolu
Hep Sen'i dilenirim
er-Rezzak'tan
Âlemin hüznünü aralarken
güneş
Bir tarafta Sen, ötede
nar-ı ateş
Ellerim semada dilim duada
Hep Sen'i dilenirim
er-Rezzak'tan
Yıldızlar perdelerini
indirirken
Her ne varsa semada ve
arzda
Durmaksızın O'nu tesbih
ederken
Hep Sen'i dilenirim
er-Rezzak'tan
Ressam değilim, fırça boya
bilmem
Sazende değilim, nota ezgi
bilmem
Fakir bir dilenciyim İlahi
Kapında
Hep Sen'i dilenirim
er-Rezzak'tan
Kafiye dizemem şair
değilim
Aklamam nefsimi, çünkü
mücrimim
Ölüme müştakım, çemberdeki
akrebim
Hep Sen'i dilenirim
er-Rezzak'tan
Ten fani, aşk baki unutma
bunu
Edeple kat eder âşıklar
yolu
Gönlüm sürur içim ümitle
dolu
Hep Sen'i dilenirim
er-Rezzak'tan
Rüzgârla Hû zikrine durur
ağaçlar
Öter o ağaçlarda elvan
türlü kuşlar
Tevekkül ehli sırtını
Rabbine yaslar
Hep Sen'i dilenirim
er-Rezzak'tan
Ey O'na binit olma
payesini
İsminde taşıyan Burak!
Sakın ha! Kalma dergâhtan
ırak,
Son demin gelmeden,
bitmeden durak
Nasipsizleri de Rızkını
Veren'den
Hep AŞKI dilenirim
***
İTİRAFNAME HÜVİYETİNDE
Sevgili;
Tanımlamaların acziyetini idrak ettiği,
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı,
Zıtlıkları bünyesinde ahenkle barındıran,
Gökkuşağını çatlatırcasına rengine bürünmüş varlık.
Gönlün ve aklın meşgalesi
Sevdan çözülmez kördüğüm
Hayat memat gailesi.
Bakışların biçare esire çevirir gönlümü
Tebessümün en muhkem hapishanedir gözlerime
Sürmenin siyahı, gözün maviliğini perçinler
Hilal kaşlar yüreğime işler
Bir kelâmın beni olduğum yere çiviler
Ey Sevgili
Hükmü müebbet kes gönlüme
Uçurumdan aşağı bırak anahtarları!
Çıkacak, kaçacak yerim kalmasın
Ta ki ecelimle gelsin hürriyetim!
Doldur saki, aşk şarabın içelim
Yardan gayrı ne varsa
Ağyardır bilelim,
Sıyrılıp masivadan
El, etek çekelim...
***
HÜZÜN YUDUMLARKEN
Kelebeğin ömrü misal deriz ya, kısa süren ne varsa. Fani dünya hayatı da, ebedi hayatın yanında kelebeğin ömrü mesabesindedir. Biz Bakî olana müştakız, istidadımız O’na yönelik. Kanat çırpışımız hep O’na yönelik olmalı… Aksi takdirde kırılır kanatlarımız, ruhumuz da küle döner.
Ateşin dahi yakmadığı şey âşıklardır. Tılsımlı bir
sözcüktür aşk. Bir çırpıda ağızdan çıkan tek heceden müteşekkil lakin İlahi
Sırrı aydınlatan, O’na giden yolların aydınlatma feneri, nurani huzme… Safi
beyaz, bembeyaz… Mukaddes ve muazzez bir emanettir O’ndan bize. Bundan ötürüdür
ki aşkın derûnuna düşenler ya Mecnûn oluyor ya da biçare meczup. Tahammül
hudutlarının ötesi, akıl muhayyilesinin dar ufuklarını kat be kat aşan hakiki
cevher; bu ulvi ziyneti kuşananlara en müstesna mücevherdir aşk.
Aşk hayale benzer biraz da. Hayallerimiz gibi hadsiz, hudutsuzdur zira sınır ve engel tanımaz. O’ndan gelen her ne varsa nimet bilmektir bize düşen. Renkten renge bürünür âşıklar, en çok da mavi ve beyaza. Mavi umudun rengidir, gökyüzünün ufkun okyanusların rengidir. İnsan gözüne bu saydığım şeyler ne kadar da erişilmez, uçsuz bucaksız görünür. Âşığın gönlüde böyledir vesselam. Umutla bakar her şeye, lütfun da hoş kahrın da der âşık adam. Ağyarın eksiklik addettiği ne varsa hüsn-ü nazar zaviyesinden bakar âşıklar sözüm ona, o nakısa hallerine. En geniş düzlükler âşığın gönül bahçesindedir. Orada elvanî çeşit güller yetişir, ıtırlı bitkiler yetişir gökkuşağına nispet eder… Yârinin gözleri de maviyse vay haline âşığın. Bir kez bakınca sevdiğine, o masmavi gözlerin derununda yiter gider. Girdaplara kapılır, dehlizlere sürüklenir… Sonsuza açılan kapıya döner âhuyu kıskandıran yarin gözleri.
Çokça da beyazdır âşıkların rengi, aşka bürünenlerin rengi.
Ulviyeti, safiyeti, masumiyeti, duruluğu simgeler beyaz. Âşık insan gönlünü
dost düşman herkese açandır. Gönül atlasında canlı cansız her mahlûka yer
vardır aşığın… O’nun lütfû olan aşk şüphesiz beyazdır. Tahir, berrak, tertemiz,
el değmemiş, incinmemiştir… O’ndandır, gayrı söze ne hacet? Gelinlik beyazdır,
damadın gömleği de. Aşk mektuplarının zarfı da kâğıdı da beyazdır. Yârin attığı
mendil de, yaşmağı da elleri de beyazdır beyaz… Kalpleri zihinleri de beyazdır âşıkların.
Kem düşünmezler, ümitsizlik uğramaz aşığa. Gönül evinde âşıklar konaklıyorsa
kapıyı çalmadan gider yeis belası. Oradan nemalanamaz bu melun illet, zillete düşer.
Yeni başlamak istediğimiz her şeye beyaz sıfatınız ekleriz; - bugün beyaz, yeni
bir sayfa açtım hayatımda – Başlangıcın ve sonsuzluğun yolu beyazdır, nur beyazdır.
Beyaz beyzadır, bütün diğer renklerin anasıdır, anaçtır hilkatinden beri… Aşkta
doğurgandır mis kokulu analarımız gibi. Yürek aşka tutulunca daha evvel hiç
yaşamadığı hislerin cümlesini sinesinde bulur âdemoğlu. Dünya üzerinde başladığımız
sefer beyaz renkli kundakta başlar, yine beyaz renkli kefenle son bulur. Demek
ki, evvel de ahir de beyazdır…
Şimdi ne haldeyim? Mavi – beyaz aşka doğru uçan pervaneyim.
Göğsümü, sadrımı maviliğinle, beyazlığınla kuşat ey Aşk!
HAKKINDA NE DESEK AZ;NAMAZ
Namaz yâre açılan saadet kapısı.O'na giden yolların en müstesnası.
Sana şahdamarından yakın Olan'a, secde vasıtasıyla en yaklaştığın an
Amel vesaitlerinin en güzeli
Kapısına varmadan yıkanıp arındığın, kendine çeki düzen verdiğin, temiz elbiselerini giyindiğin sıradışı bir buluşma
Ezan-ı Muhammedi'nin evrensel çağrısına uyup : "İşte ben buradayım " deme şuuru
Gururu,kibri tepeleyip yükselmenin başat şartı.
Masivayı bırakıp,ötelere kanatlanma pisti.
Kalpsiz insan yoktur yeryüzünde zahiren.Kalbin hayatiyet emaresi ise aşktır,aşkın oduyla yanmaktır...
Aşk sadakat gerektirir
Davete icabet gerektirir
Soru sormadan
Kafayı yormadan
Sevgili'ye koşmayı gerektirir.
Sinesinde köz olmayanların kalbi taşlaşmıştır.Onların kalbi taştan daha ağırdır
Sağırdır,duymazlar
Kördür,görmezler
Her şeyden evvel nasip işidir namaz kılmak.
Mevlâmızın çağrısı hepimize amma gönlünde köz olmayanlar bu çağrıya kulak tıkıyor
Yeryüzünde yaşamak yönünden,eşref-i mahlukat olma yönünden nasibi olsa da aşktan nasibini almıyor kimisi
İşte gerçek nasip sahiplerinin Mabuduna aşkla yönelişinin adıdır namaz.
Namaz ben acz ve fakr içinde bir faniyim diyerek dar-ı huzura yönelmektir
Islâh ve terbiye edenlerin En Güzeline,Rabbine sığınmaktır namaz.
Rabbim diyebilme idrakidir, çünkü O'nun terbiyesine,bizi tesviyesine,sivriliklerimizi yontmasına öylesine muhtacız ki.
Namaz,aşkla pişen kalbin hilmini ve rıfkını kazanma halidir
"Rıfk sahibi olan, dünya ve ahiret iyiliklerine kavuşur."buyuruyor Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (asm)
"Kalpler yalnız Allah'ı anmakla mutmain olur " Ayet-i Celilesinin muştusuna nail olmaktır namaz kılmak
Namaz insana kul olduğunun idrakini aşılar.Huzura kabul olundum diye şükretmesi gerektiğini hatırlatır.
Arz-ı şükrandır Rabb-ül Alemine.
Biz namazımızı kılarız, namazda bizi adam kılar.
Büyüyünce adam olmayız, namazımızı edâ ettikçe adam oluruz.
Subhane Rabbike Rabbil ızzeti 'amma yasifun.Ve Selâmun alel murseliyn.Vel Hamdu Lillâhi Rabbil 'alemiyn
***
YAKARMALAR YA DA İÇ GEÇİRMELER
Darlanma gönül, arlanmana bak sen
İnleme gönül, dinle Allah dostlarının kelamını
Kapına geleni reddetme gönül
Lûtfet, içeri buyur et
Kimseyi düşman belleme gönül
Bal da olsa haram aşı elleme gönül
Erteleme sevdanı,kısma bakışlarını gönül
Nağmeler yak,şiirler doku aşkına
Türkülerin olsun buram buram sevda kokan
Türkülerin olsun buram buram sevda kokan
Hasret,hicran,hüzün çağıldayan
Gözyaşını tutma gönül,bırak aksın
Aksın da,için de kir pas kalmasın
Uslanma gönül,pusula arama kendine
Aşığa akıl ne gerek ?
Yönünü bulmak ne gerek ?
Maşuğundan gayrısı ağyardır sana gönül
Mecnûn ol gönül,kıblen aşk olsun
Aşka gönül ver de,ömrün bakî olsun gönül
Nefsinden gayrı hasmın olmasın gönül
Dostluk,kardeşlik yârenin olsun
Bırak herkes seni kusurlu bulsun
Enaniyetine aldanıp da,kimseye kulp takma gönül
Nisyana,gaflete dalma gönül
Unutma,fani ve aciz bir kulsun
Para,makam,şöhret nefse hoş gelen ne varsa
Topyekûn ötende dursun,
Onlara aldanırsan kulluğunu unutursun
Derviş ruhlu,melami meşrep ol gönül
Dünya senin neyine,sakın aldanma gönül
Hem aldatma kimseyi,yarı yolda bırakma yoldaşını
Ağır gelse de bu yük,bigane kalma dertliye
Sağır kalma biçarelere,işiten kulakları ol gönül
Ol ki deva bulasın,şen olasın gönül
Gülizar eyle gönül bahçeni
Gözyaşlarınla büyüt güllerini
Sen mütemadiyen gül ver aleme,cömert ol
Kibir ve gururda hasis ve cimri ol ey gönül !
Kimseyi yüzüne karşı övme gönül
Ve dahi kimseye sövme gönül
Sövülsende,dövülsende bağışla gönül
Rahman ve Rahim Olan'a lâyık kul ol gönül
Esme mahlukata acı acı
Kesme dost ile muhabbeti
Özünden güller derip ,gül/ü ver herkese
Ey kendi söküğünü dikemeyen gönlüm
Boyundan büyük laflar etme
Olmayı dile olmazları Olduran'dan,
Olanların zümresine dahil olmayı dile gönlüm,Rezzak Olan'dan...
Akın Burak Soylu.2nun zengin bir kültür dağarcığı var. Şiir yazıyor ve nesi var nesi yoksa bir yapıda kullanmak istiyor.
YanıtlaSilBen deneme yazması için sürekli ısrar ediyorum. O da şiir yazıyor. Akın Burak Soylu Hem şiiri hem denemeyi, ikisini de başarabilir. Zengin bir muhayilesi ve dolu bir kültür dağarcığı var.
Akın ile inatlaşmamız devam edeceğe benzer.
Kalemine zihnine sağlık.
RABBİM AKIN KARDEŞİMİZİN ZİHNİNİ DAİM AÇIK EYLESİN,BİLGİSİNİ ARTIRSIN.ÇOK GÜZEL YAZMIŞ,YÜREĞİNE SAĞLIK DEVAMINI BEKLİYORUZ.
YanıtlaSilAkın Burak Soylu bir daha yazmaya başladı. Arka arkaya bir yazı ve bir şiir. Farklı geldi bu sefer; bir şey olmuş akına. Nolduysa iyi olmuş; "oh olmuş" ne olmuşsa, güzel yazı yazmasına sebep olmuş. aslında yazacak, yazacak da; sosyal etkinlik yapmaktan, sosyal etkinliklere katılmaktan ne yazı yazabiliyor ne fakülteye uğrayıp derse girebiliyor. Çok meşgul. Gönlüne bereket akın Burak Soylu'nun
YanıtlaSilEditör
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHarika... Yüreğinize,elinize sağlık.
YanıtlaSil