Gecenin karanlık yüzü içinde örtünür tüm aydınlıklarım
Soğuk sarp tepelerde, şimdilerde yaralı bir kırlangıcım
Gözlerim yaşlı, yüreğimde kesif bir hüzün, varlığınadır iştiyakım
Esmanı zikredip gönlüme nakşetmem hasretindendir Sevgili
Sevgili, gurbet ellerinde
yanmalarım aşktandır
Ağlayan bir geliş şimdilerde bu, kanmalarım sanadır
İçimde bir yerlerde buram buram hasretin dolar gönül sokağıma
Senden gelen her şey revadır, yeter ki hanenden ayrı bırakma
Ağlayan bir geliş şimdilerde bu, kanmalarım sanadır
İçimde bir yerlerde buram buram hasretin dolar gönül sokağıma
Senden gelen her şey revadır, yeter ki hanenden ayrı bırakma
Razıyım tüm çilelere Sevgili, vur ellerime artık kelepçeni
Bir kez bağışlasan yeterli bu bir kaçış değil dönüş hali
Sana geliyorum Sevgili, zalimler otağından kan doldu muhitim
Kurak toprakların bağrından Kevser’e koşarcasına Sana geliyorum
Güle meftun bülbül, yârine her dem muhabbetin fısıldar
Adını andığımda yıldızlar kayar, usulca ay güneşe susar
Senin toprağın için çırpınıp dururum, bedenim tûrabında açar
Sıyrılıp ten kafesinden, uçarcasına Sana geliyorum Sevgili
Dikenli çalılar arasında çırpınan bir ceylanım, kanaya kanaya geliyorum
Hasretler ülkesinden ufuktaki vuslatı seyreyliyorum
Yer gök çiçek açsın, gelincikler her bir yanı sarsın, sular çağlasın,
Ezanların sadası yükselsin mavi göklere
Vatanına göç eden kuşların kanatlarıyla, sana geliyorum Sevgili
***
ÇOCUK OLMAK
Küçük bir kızken her akşam babamın işten dönüşünü
kapıda beklerdim. Henüz sokağın başında görür görmez tüm sevinçler benim olur
ve ona doğru koşardım sarı saçlı küçük bebekler getirirdi bana uzaklara
gittiğinde yine oyuncaklar alırdı. Mutlu olurdum. Hayattan bir haber o
oyuncaklarla hayaller kurardım. Masum günahsız ve suçsuzdum…
Çocuk olmak silahsız hayaller kurmak, çocuk olmak
anneli babalı yuvada yaşamak, çocuk olmak el ele tutuşup şarkılar söylemek,
bazen bezden bir bebek de olsa ona sarılıp uyumak; takvim kâğıtlarından uçaklar
yapmak, okuldan kaçırdığımız tebeşirlerle çizgi oynamak biz çocuklar oyun
oynarken bile arkadaşlarımıza dokunur elim sende derdik seninleyim derdik. Biz
çocuklar eleleydik.
Büyümek yok.
Büyüdük mü?
Silahlar üzerimizde benlik davasından.
Hayaller paramparça; bencillik had safhada;
insanlık yok, kardeşlik yok, çocukları düşünen bir Allah’ın kulu yok; onlar
bizim geleceğimiz, onlar bizim canlarımız.
Ben küçük bir çocuğum şimdi. Her korktuğumda anneme
sarılıyorum; kapa gözlerini diyor. Kapıyorum gözlerimi, kulaklarım duyuyor. Silah
sesleri yaşamımın bir parçası oldu artık. Her gün dökülen kanlara alışıyorum. Cansız
kanlı bedenlerin arasında oynuyorum… Sonrası, sessizlik. Bir fırtına kopuyor;
kayıplar… Sabah yine aynı güneş doğuyor yine güneş batıyor. Ben Suriyeli,
Lübnanlı, Filistinli, Afganistanlı, Somalili, Çeçenistanlı, Pakistanlı,
Iraklıyım.
Dünyanın her köşesinde çocuğum her şeye rağmen…
Ben, senin oyuncağınla düşler kurduğun yaştayım. Şimdilerde
battaniyeme sarılıp hayallerimle avunuyorum, bir kurşun kalemle kâğıda çizdiğim
otomobille oynuyorum. Ben şimdi takvim kâğıdından uçaklar uçuruyorum ve
poşetten yaptığım uçurtmaları başka ülkelere gönderiyorum.
Ayrıştıran, bölen, parçalayan, savaştıran, öfke
kusturan, zalimin zulmüne kulak tıkayan o aşağılık dünya siyasetinin
hesaplarının, çıkar denklemlerinin ötesinde bir çocuğum. Tertemiz, masum
yüreğimle her yerde aynıyım; çocuk olmak yönüyle hayallerim rengârenk; ne kadar
ağlasam da güldürür beni ufacık bir şeker. İştahı doymak bilmeyen zenginlere
inat, çocuksu kanaatimle hepsinden zenginim. Annem babam yanımda olsun beni
koruyup kollasınlar; daha ne olsundu hayat?
Çocukların gülmediği hep ağladığı bir dünya ister
miydik?
Ne kadar da çekilmez olurdu değil mi böylesi bir
dünya?
Bizim çocuklarımız gülüyorken bir başkasının çocuğu
ağlıyorsa, anaları babaları kardeşleri kör kurşunlara hedef oluyorsa… Bu dünya
kokuşmuş, bu dünya laçka…
Barışın huzurun olduğu bir dünyada yaşamak
istiyorum. Gerçekleşmesi zaman alsa da çocuklar bunu zihinlerinde yaşıyor.
Hiçbir bir şey onların yaşama umutla bakması kadar değerli değil. Hadi sen de
bir adım at çocukluğunu hatırla ve çocuklarımız için el ele verelim. Onlar tüm
masumiyetleriyle yaşasınlar. Hayatı emin adımlarla küçük yuvalarında huzur
bulsunlar. Adaleti ve mutluluğu tesis etmek istiyorsak dünya üzerinde çocukça
bir bakış, çocukça bir yürek lazım hepimize. Zarif insanlar çocuk ruhludur, zarafet
de zariflerden sadır olur.
Merve Söyler yeni kalemimiz... Yoldaki Kalemler ailesinin içinde büyümüş, aynı değerlerden ve duygulardan beslenmiş gibi. "ÇOCUK OLMAK" denemesini çok sevdil.
YanıtlaSil