Haksızlık karşısında, zulüm
karşısında dimdik elif misali eğilip bükülmeden, yontulmadan, menfaat gütmeden
sırf Allah rızası için dimdik durasın. Bu dünya denilen âlemde güçlü olasın ki
mazlumun, garibin, ezilmişin, hakkı yenmişin yanında olup onlara kol kanat
geresin. Dünya denen âlemde böbürlenmeden tevazu ile yürüyesin. Zalime karşı
gururlu ve dik olasın.
Oğul büyüklerini say ve sev,
onları üzme, saygıda kusur etme! Unutma ki senin yaşadığın anları onlar yıllar
önce yaşamışlar. Unutma ki gençlik ateşi onları yıllar önce yakıp geçmiş. Her
bir söz bir tecrübenin tecellisidir. Nasihatlerin çoğu nefsine ağır gelir.
Yaşanmışlıkları dinle! Onlar Kuzey Yıldızı misali karanlıkta yönünü bulmana
yardımcı olur.
Oğul! Seni bahşeden Allah Teâlâ’ya
hamd u senalar olsun. O ki; her şeyi bir düzen üzere, bir mana üzere
yaratandır. Sen bu âlemde bir nokta misali de olsan bir mananın bir cüzüsün.
Sen de anlayabilip, manaya ulaşabilirsen sırra vakıf olabilirsin. Sırra vakıf
olanın gönlü sevda ateşiyle yanar. Allah Teâlâ sana sırra erebilme aşkını,
sevdasını, derdini nasip eylesin!
Oğul! Vatanını, milletini,
ümmetini ve dahi tüm insanlığı sev! Yaratılanı yaratandan ötürü sev
ki; sevdan mana bulsun. Nefsini sevme, zalimi sevme, haini sevme,
ihanet edeni sevme çünkü bunları Hak Teâlâ hazretleri de sevmez. İhanetin affı
yoktur. Allah Teâlâ ihanet edeni sevmez. Şirk bir ihanettir. Nefs uğruna, Yaratana
yapılan ihanettir şirk. Hiçbir şey sana, seni yaratandan daha güzel, daha sevimli
gelmesin. Yaratanından daha fazla hiç kimseyi sevmeyesin ve de bağlanmayasın.
Bilesin ki her şey O’ndandır. Ve dönüş de O'nadır.
Oğul! Allah Teâlâ’nın sevdiği,
meleklerine sevdirdiği kullardan olasın. Allah Teâlâ’nın koruyup kolladığı
kullardan olasın. Allah Teâlâ yeryüzüne indirdiği ilime, bilime seni vakıf eylesin!
Sırlar ki sana açılsın!
Oğul! İçin huzur dolsun, ruhun
rahata ersin. Yoldaşın Hak Teâlâ olsun. Gönlüne Hak ateşi düşsün. İki cihanda
mesut ve bahtiyar olasın. Allah Teâlâ hazretleri seni üzmesin, dertten,
tasadan, elemden, kederden, kem gözlerden, kem sözlerden, art niyetlilerden,
kötü düşünceli insanlardan, tuzaklardan, ruhi ve bedenî hastalıklardan muhafaza
eylesin! Cenab-ı Hak Sana ruhen ve bedenen sağlık, sıhhat ve afiyet bahşeylesin.
Soyun soylansın, boyun boylansın. Boyunca hayırlı evlatlar bahşeylesin. Soyun
ümmet ve millet yolunda nice muzafferiyetler kazana! Şanlı, soylu, Allah’ın
övgüsüne layık olabilmek sana ve soyuna nasip olsun...
Yavrucuğum; sizler Yaratıcı
tarafından bizlere bahşedilen birer lütufsunuz. Gönül hanesinin vazgeçilmezi,
hayatın birer meyvesisiniz. İleride göreceksiniz. Bir gün "ben"
derken, Allah Teâlâ hayırlı bir eş nasip edecek inşallah "biz" demeye
başlayacaksınız. Sonra Allah Teâlâ bu dünyanın meyvesi olan evlatlar nasip
edecek inşallah. İşte benlik o zaman bitecek. Onlar olacaksınız. O zaman
başkası olabilmenin, benlikten geçebilmenin, süfli, geçici sevgilerin hiçliğine
erebilirsiniz inşallah.
Yavrucuğum. Gönül sizlerin her
daim muvaffakiyetini arzu eder. Gönül ister ki üzülmeyesiniz, dert
çekmeyesiniz, sıkıntı nedir bilmeyesiniz, kötülükler sizden beri olsun. Her
zaman huzurlu, mutlu, başarılı olasınız. Ama maalesef gönül bunu arzu etse de
gerçeklik başka!
Dünya bir han, bizler birer
yolcuyuz. Bizden önce bu handa konaklamış milyarlarca fani gelip geçmiş. Hepsi
mutlak olan ölümü tatmış. Hiç kimse giderken bir şey götürememis. Yalnızca
yanlarına yoldaş aldıkları iman ve inançları. Handa elde edebildikleri ne kadar
maddi servet varsa sonrakilere bırakarak gitmişler. Gönül ister ki; Bu handaki
geçireceğiniz süre içerisinde, sizler de bu hanın nimetlerinden faydalanın. Ama
şunu hiçbir zaman unutmayın ne kazanırsanız kazanın hepsini bırakıp gideceksiniz.
Götüreceğiniz, yalnızca iman ve inancınız. İmanınız ve inancınızın
gerektirdikleri.
Onun içindir ki; Elde edebilirken
nelerden ödün verdiğinizin hesabını iyi yapın. Dünyevi bir şey elde edebilmek
uğruna maneviyatınızda gedik açılmasına müsaade etmeyesiniz! Bu şekilde kâr
değil zarar edenlerden olursunuz.
Sakın unutmayasınız, Müslümanlık;
namaz, oruç, zekatla bitmiyor. Müslümanlığın olmazsa olmazlarının unutulduğu
devirdeyiz. Dürüstlük en büyük göstergesiyken Müslümanlığın, şimdilerden sadece
lügat sayfalarında dolaşır oldu. Yavrucuğum dürüstlükten ödün vermeyesiniz.
Resulullah s.a.s "Müslüman her
şeyi yapsa da, asla yalan söylemez” buyurmuş. Yalandan kork yılandan korktuğun
kadar. Yalan ki kötülüklerin anasıdır. Yalan ile başkasını aldatırsınız belki
ama işin kötüsü bir süre sonra kendinizi de aldatmaya başlarsınız. İşte o zaman
çöküşünüzün farkına bile varamazsınız. İnanmışlığınıza, her şey açık açık
indirilmişken, yalanların arkasına sığınmaya başlar, felakete sürüklenirsiniz.
Unutma ki " Allah kalpte gizli olanları bilir”. Ve yine unutma ki; “Allah
kuluna şah damarından daha yakındır". Aldattığınız zannındayken
aldananlardan olursunuz da hiçbir pişmanlığın fayda vermeyeceği günde rezil
rüsvay olursunuz.
Sakın ha! Vicdanını öldürme,
katılaştırma...
Sizleri yaratandan hiçbir zaman
kopma. O ki her şeyin sahibi ve tek yol göstericimizdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder