H. Ahmet ERALP'e
seninle bir bahçede oturuyoruz
kimse anlamıyor söylediklerini
gülden bir duman oluyor sigaran
ölümlü kentlerden konuşuyorsun
seninle bir bahçede oturuyoruz
eski bir masaldan getiriyorsun
kalbi kırık çocukların sesini
ve dünyanın bütün çıkmazlarında
gezdiriyorsun bizi ellerinle
eski bir masaldan getiriyorsun
yüz ağartıcı bir türkü söylüyorsun
bir oğlanı bir türküyle şuracıkta
başucunda döne döne sırlıyorlar
susuyorsun bazen sazın konuşuyor
yüz ağartıcı bir şey söylüyorsun
demirin gökten indirildiğini anlıyoruz
sen gurbette bir sümbüle gülünce
çiçeklerin ve insanların dilinden
bin miligramlık şiirler şerh ediyorsun
demirin gökten indirildiğini anlıyoruz
yüklendiğin o ağır gök şimdi bir
ayrılık şarkısı döküyor sakallarına
bir yaşamak kırıntısı oluyor
bahtiyar yüzünü gören ne varsa
gidiyorsun artık ağır göğe aldırmadan
onlar mı geliyorlar yoksa biz mi gidiyoruz
tabiate ad vuruyoruz dostların lügatinden
ölüler ıslanır mı acıkır mı üşür mü bilmiyoruz
nasıl ki bilmiyorsak ölü mü diri miyiz
onlar mı geliyorlar yoksa biz mi gidiyoruz
Hasan Keklikci
YanıtlaSilBirine şiir yazıp, birine ithaf etmek. Aranıza girmek gibi olmasın da burada Hacı Ahmet'in ismi bir takım emellere alet edilmiş gibi geldi bana. :)
şiir de hakikatin bir parçasıdır emmi, ne gördüyseniz odur :)
SilDiline sağlık emmi
YanıtlaSilVarolasın, beni Dağ"
"abi adıma sarılmayacak mısın?" dediğinde ne kadar merhametsiz bir FERHAT olduğunu anlamalıydım
YanıtlaSilHacı abi?
Silefendim bu siz kıymetli abilerin bana verdiği şiirdir. fakir bunu yazdıysa onu idam sehpasına layık görmeyin :)
Silİdam sehpasında boynuna bu şiiri assınlar, sebep ey!
YanıtlaSileyvallah sayın çok mübarek casım ağabey, bir de kefenime ufak bir cep yaptırıp içine saman kağıdı doldurun. gurbetteki dostlara mektuplar yazarım :)
Sil