AHMET ABİYE MEKTUP/Hasan EJDERHA


Bize misafir gelen iki çocuk konuşurken duydum Ahmet abi. Biri öbürüne "gel çörek yiyerek yıldızlara bakalım" diyordu. Aklıma sen geldin "Gel çay içerek fikir konuşalım derdik" değil mi. Ben tatlı da getirirdim muhakkak. Sen "tatlı fikri öldürür" der kızardın. Belki de "anene" gereği bir lokma yer miydin Ahmet abi.

***
Şu Hikâye Malzemesi Dükkânı varya Ahmet abi. Hani soyadı Keklikci. Savaş hocamın adamı. Adamı mı ortağı mı bilmiyorum. Ben elin yalancısıyım. Hasan Keklikci ile Savaş hocamın bir ticareti var ama çözemedim Ahmet abi. Bu Hikâye Malzemesi Dükkânı Ahmet abi; hani şu Savaş hocamla Keklikc'inin ticaretlerinden şüphelendiğim dükkân. Bu dükkân var ama yok, Yok ama var Ahmet Abi. İşyeri yok dükkân var. İş yapılıyor dükkanda para yok. İşin içinde Keklikci ve Savaş hocam varsa ben içinden çıkamıyorum Ahmet abi. Bir de korkuyorum ki anlatamam; adam çarpılırmı çarpılır. Gönülleri bir başka işliyor. Ondan korkuyorum Ahmet abi. Savaş hocamın sözüdür malum "dükkâncılardan kork!"
***
Mehmet Yaşar partici oldu Ahmet Abi. Partici dedimse kendi partilerini kurdular. Başka partiler keser mi onları değil mi Ahmet abi. Hâlâ kayınbabasının memleketini kendi memleketi biliyor. Umudumuz oğulları Yusuf ve Akifte Ahmet abi.
***
Enver Çapar'da istikrar daim abi. Yolundan şaşmadan devam ediyor aynı minval üzre. Gerçi parti tüzüklerinde yazdığı gibi dutları kurutamadılar; dutlar hâlâ israf oluyor Ahmet abi. Yakın zamanda şiir kitabı çıktı. "Gömleği hak ettin derdin "Uçurumlar Çağı" abi kitabının adı. Ama gömlek ödülünü kaybetti.
***
Hacahmet mi? Korkuyorum Hacahmetten abi. Barajlarının boşanmasından, dünyayı sele vermesinden korkuyorum Ahmet abi.
***
Udeba öğretmen oldu. Dersine girdiği çocuklara acım acım acıyoruz. Lisans değil doktora düzeyinde tarih sorularıyla çocukları imtihan ettiğini duyduk Ahmet abi.
***
İlker hocam cuma kapısının müdavimliğinde bilsen ne kadar istikrarlı abi. Kulağı Kutlu'nun en istikrarlı cemaati mübarek. "Nerede bu müslümanlar diye feryat ediyordu en son gördüğümde Ahmet abi.
***
M.Akif Şen de de bir hâl var ama Hacahmet gibi onu da çözemedim. Baze soruyorum "gönlünle nasılsın?" diye. Çok tatlı tebessüm ediyor. Bu tebessümden ne mana çıkarılmalı bilmiyorum. Fakat senin taşıdığın fiziki rahatsızlıklarının bazılarına talip olduğunu duydum Ahmet abi. Şu disk ağrın vardı ya! Kime hangi dertlerinin miras kaldığını konuşuyoruz.
***
Bilge ile arkandan konuştuk Ahmet abi. Daha doğrusu seni konuşturduk. "Hadi kızım annenin mezarınıda ziyaret et de evine git çocuğuna bak; dolaşma buralarda bu yağmurda kışta!" dedirttik seni. Aynen böyle derdin Bilge'ye değil mi Ahmet abi.
...
Hiç arkandan konuşmuyoruz Ahmet abi. "Kendi gitti, beraberinde tercümanı Ferhat Ağca'yı ve türküdarı Fazlı Bayram'ı da götürdü" diye hiç sokranmıyoruz Ahmet abi.
***
Dündar ve Narlı batıya gitti Ahmet abi. Kaçıncı oğul olarak batıya gittiler, direniyorlar mı bilmiyorum Ahmet abi.
Şimdi... batıya bir tane daha gidenimiz var ama nasıl söylerim bilmiyorum Ahmet abi. Sana Ali hocam da batıya gitti desem dayanamazsın dünya yıkılır da enkaz altında kalırsın diye korkuyorum Ahmet abi. Gerçi hemen şunu derdin: "Vay batının hâline. Ali hocam batıya gittiyse batının işi tamamdır. Nihayet batı derdinden kurtulduk diye sevinirdin değil mi Ahmet abi.
***
Avkatlar: Avukatlar kayınbabacı oldu Ahmet abi. Enbiya da mı? Evet. 
Ensar da mı? Eh! 
Ya Hasan Can? Kayınbaba bulsa, arkasından gider de bir daha dükkâna gelmez abi. Gerçi Mustafa Cihan'ın öncülük ettiğine dair şaibeler de yok değil...
Fakat Ahmet Emiroğlu'nun hakkını yemeyeyim. Bir fotoğraf çekme hikayesi var ama Alaaddin Küçükkürtül yüzünden olmuş.
***
Şu anda dükkânda olmam gerekirken evde bu yazıyı yazıyorum Ahmet abi. Neymiş? Dışarıda yağmur ve fırtına varmış. Kar fırtınası, kış kıyamete aldırmadan bizi dükkânda topladığın günleri düşününce şu anda hal-i mahcubum satırlarıma yansıyor Ahmet abi. Hep Hasan Keklikci'nin yüzünden be abi. Bir hastalıktır tutturdu. Dükkâna gidelim bir saat sonra diyorum. Bir mazeret düşüneyim de ben seni ararım diyor ve dükkâna gitmiyor. Ahmet abi.
***
Hamdolsun Cüneyt Sütçü İmam'a geldi Ahmet abi. Dükkâna da geldiği oluyor akademik faaliyetlerden fırsat buldukça.
***
İsmail Göktürk tarih yazıyor. Dükkâna gelmeme tarihi yazmıyor. Tarih Kıtabı yazıyor Ahmet abi. Dükkâna gelmeme kitabını Mehmet Yılmaz yazıyor.
***
Gelelim Yoldaki Kalemler'in yazarlarına:
Hasan Keklikci: Şöhretli dergilerde yazıyor daha çok.
Mehmet Yaşar: Yazacağını vaat ediyor. İnanıyoruz en geç üç sene içinde eserini teslim edeceğinden eminim Ahmet abi.
Udeba: Kaynak biriktiriyor.
Nurcihan abla: Keklikci gibi şöhretli dergilerde yazıyor daha çok. Sevineceğin habere gelince; nefis bir şiir kitabı çıktı Nurcihan Kızmaz'ın. Kıtabının adı da çok güzel; ALTI ÜSTÜ ŞİİR.
Şeyhşamil: Kalemini kaybetmiş herhalde. İdealist öğretmenlik peşinde koşan bir edebiyat öğretmeni olarak edebiyatı unuttu. Dükkânı da unuttu Ahmet abi.
Ferhat Altun ile Ömer Faruk Günay oldukça istikrarlı yazıyor. Hatta Ömer Faruk evlendiği halde bile yazıyor Ahmet abi.
Bilge, Sibel Kök,  Alirıza Karakale canı istediği zaman yazıyor.
Yeni haber ise; Seyfettin Albayram da yazmaya başladı. Miraç Doğantekin tekrar yazma umudu veriyor...
Yasin Mortaş,  Memduh Atalay, Ahmet Eralp, Mustafa Alper Taş, Murat Türkmenoğlu, İbrahim Topaldemir, Ufuk Türk, Metin Acar, Süleyman Kılıçbay, Akın Soylu, İsmsil Sağır, Gün Sazak Göktürk, Bekir Büyükkurt, Mustafa Cihan Alliş  Rıdvan Tanır, Sibel Kurt, Ökkeş Alper Taşlıalan, Mine Göktürk, Rıdvan Gökce, Casım Çoban, bizi unuttu Bizi unuttu demek haksızlık mı olur. Yoldaki Kalemler'e yazmıyorlar diye düzeltelim o zaman.
Anadolu'nun Somali Yöresinin Mahmet Muhammet Şıh Ali'si ise bizi unutmadı ama; o da yazmıyor Ahmet abi.
Hidayet Bağcı hem yazıyor seyrek de olsa hem gençleri teşvik ediyor. Bir kaç gencimizi edebiyat camiasına kazandırması takdire şayan...
Tevfik Karadaş'ın maşallahı var. En istikrarlı yazarlarımızdan birisi Tevfik hoca...
Samet Yurttaş'ı bilerek sona bıraktım Ahmet abi. Sürekli şiiri geliyor Yoldaki Kalemler'e. "Yoldaki Kalemler artık ömrünü tamamladı" diye bir düşünce alıma geldiği an Samet Yurttaş'ın şiirleri geliyor. Hem de ne şiirler Ahmet abi. Son zamanlarda şiirlerindeki mermilerin kalibresi öyle bir arttı ki her misraı yüreğimizde patlıyor. Sizin tabirinizle 1000 miligramlık mısralardan müteşekkil şiirler okuyoruz Samet Yurttaş'tan...
Samet ile Ferhat Altun zirveye doğru yol alıyorlar Ahmet abi.
***
Derviş Ali gitti Ahmet abi. Sen gideli ne çok acı var Ahmet abi. "Sohbetlerimizde "Acı insanı pişirir" derdin. Çok yaktın bizi Ahmet abi. Ferhat Ağca yaktı, Fazlı Bayram yaktı. Aybalamız yaktı, Hacı yaktı ve nice yakınımız akrabamız yaktı. Bu kadar pişmek yanmak değilse nedir be abi. Bu kadar yanmak iflah eder mi bizi Ahmet Abi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder