Rasyonel insan ‘’homoeconomicus’’
olurmuş, her arz kendi talebini doğururmuş, ihtiyaçların şiddeti giderildikçe azalırmış.
Aa bide bak bu önemli Ahmedabi; biliyor
musun tüketilen ek birime ödenen son bir liranın faydası, diğer mallara ödenen
son 1 liranın faydasına eşitse mi ne böyle bir şeydi galiba şimdi tam
hatırlayamadım deftere bakmam lazım. Her neyse işte o eşitlikte rasyonel insan
faydasını maksimize etmiş oluyormuş.
Sahi sen rasyonel misin Ahmet abi? Sen
kısıtlı bütçenle max. Faydayı sağladığın tüketim düzeyinde dengeye geliyor musun?
Gerçi yemen türküsünün piyasa fiyatı yok ki. Olsa ne olur sen hançeresi yanık
sesli bir türküdardan yemen türküsünü dinledikçe ihtiyacının şiddeti azalmıyor
ki artıyor.
Yok, abi yok sen rasyonel değilsin. Zaten
sen kentlide değilsin. Senin mağaranda fikir ve gönül talimi var.
‘’Homoeconomicus’’ insan ihtiyaçlarından da değil ki gönül talimi. Hem rasyonel
insanın mağarada ne işi var.
Ama Marshall üstat bu Ahmet abi, merak
etme seni de açıklamış. Sen ‘’ceteris-paribus’’sun Ahmet abi. Yani üstat seni
sabit değişkenler, hesaba katılmayanlar zümresine yazmış. Senin piyasa
koşullarında bir geçerliliğin yok Ahmet abi. Sen ve senin ihtiyaçların rasyonel
insanın fayda düzeyini belirlerken hesaba katılanlar arasında değilsiniz. Yani
senin anlayacağın Üstada göre mağaranda talim ettiğin fikirlerinin, gönül
talimlerinin kentlilerin dengesine bir katkısı yok.
Üzülme
Ahmet abi boş ver… Gel biz mağaramıza gidelim demli bir çay, fikirli bir
cigarayla faydamızı maksimize edelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder