kırk katıra da
kırk satıra da
alışmıştım hangarlarda
kırdılar kalemimi
durum ciddi bu sefer
bir celsede hal
oldum çaldılar yere
ayın yüzü düştü
çayıma kır kilidi
çekilmenin
vaktidir göllerden
gölgelerden mevsim
gibi sen gibi
ve çöllerden
yaz gibi
yar gibi
el gibi
iftiralar aldı
başını kırdılar kalemimi
kadınlar ayyaş
kocalarını saldılar nehre
gönüllerinde bir
ömre bedel sevdalar
maymunlar ve
çingeneler şehre yayıldı
yoğun günlerde
çekilen kağnı süngerleri
ve kalem kırıldı
kan gibi saçıldı
caddeye mürekkep
yalnızlık
kuşanılası bir kılıç
asılı duvarda iki
yanı keskin
gülce susup ölümce
hecelenesi sualler
sabır taşı yerine
tohum
sıçramış ezberden
hallice saçılmış damlalar
kan damlaları
ayran masalları
kırık bir boyunla
dar ağacında sallanan
meczup bir ceset
oldu mecmuam
şimdi sevin
cehennem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder