YANAN OCAK
“Ocağın yana çocuk” demişti, o soğuk mu soğuk şubat günü,
ocağın başında, darı bazlamasını çevirirken çarpıp un kabını devirdiğimde
ninem. “Asıl senin yansın ocağın karı!” dedim ben de kızgınlıkla, gülüverdi.
Nasıl gücenmiştim, evimizi, annem, babam, kardeşim hepimiz yanalım ölelim mi
yani; nasıl ister bunu bir un kabı devrildi diye…
O sene, kıştan kıyametten Düldül’ü göremedik günlerce. Kar,
şehre indi ve bilmem filan köye kurtlar inmiş, gören kadın zor kurtarmış
canını, çocuğun birini parçalayacakken babası çifteyle vurmuş birini kurtların,
diye hikâyeler anlatıldı. Öyle korktuk, ya buraya da gelirlerse, biz portakal
alalım derken akşam bahçeden bir kurt üzerimize atlayıp boğazlayıverirse ve
kimseler duymazsa öldüğümüzü, annemiz ağlarsa…
Sabahın köründe, inekleri yemleyip gelen ninem, ortalık
ışımamışken, sabah namazının ardından yaptığı mercimek çorbasını içmemiz için
çağırırdı soğuğun elleri kestiği günlerde. Kızgın için ha, ekmek uflayın ha
derdi, sanki çorbayla eriyen tahta kaşıkla oyalandıkça biz. Kokusuyla insan
doyuran dua çorbasıydı mahlıta çorbası ninemin.
Günlerce kızdım ona yine de. Ocağın yansın dedi bana. Onun,
sürekli mırıldanan dilinden düşürmediği İsmin Sahibi öğretilmişti hepimize,
O’nun uluların dileklerini yerine getirmeyi ne çok sevdiği öğretilmişti çünkü.
Anneme söyledim dayanamayıp artık. Anne, ateşe filan dikkat
et, soba sönsün iyice. “Oğlum ne oldu da dertlendin bunlara” diyerek güldü
annem. “Ninem, ocağın yansın çocuk dedi bana, ilendi” dedim anneme.
Öyle çok güldü ki. Bir ulunun ilencinden korkmamasına hayret
ettim önce. Sonra oğlum dedi annem, ocağın yansın demek, ocağın ışısın, hep
mutlu, bolluk içinde yaşayasın demektir. Nasıl dedim ocak yanarsa nasıl yaşarım
orada? Ocak yanar ki yemek pişer, yanar ki sığınırsın kötülükten kendi ocağına
dedi annem.
Koştum ninemin yanına, kuşluk duasını toplamaktan kalkan
nineme “karıııı diye bağırdım kocakarıııı ocağın yansın senin de yansın ki
içelim çorbalarınıııı!”
Kuru yapraklar gibi avuçlarının arasına alıp yüzümü,
mırıldanmaya devam etti gülerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder