İslam’a fikir diyen Kur’an’ı dergi olarak
okur.
Spor olsun diye namaz kılar.
Diyet niyetiyle oruç tutar.
Hacc’a da seyahat gözüyle bakar.
Verdiği vergiyi zekâtı sayar.
Rüzgâr hangi yönden esiyorsa kıblesi o
taraftır.
Gönlünden kopan ne varsa ceplerinde
saklıdır.
Onlar için vefa veya sadakat diye bir unsur
yoktur. Onlar ki güneşin doğduğu yerden battığı yere doğru uçan kuşlar
gibidirler. Bu uğurda koskoca bir ömrü (rahatlık peşinde koşarak) tüketirler.
Fakat onlar bilmezler ki güneş battığı
yerden doğmaz. Ve aslında her sabah onlar başlarına kopacak olan kıyameti
beklercesine uyanırlar. Bunu fark ettiklerinde ise kalemleri kırılmış,
hükümleri verilmiş olur çoktan. Mizanda tartılan yalnızca günahlarıdır.
Ve onları bekleyen büyük bir azap vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder