Uzun İnce Yolculuğumuz: Güneydoğu Rapor
Özeti II
Yola
çıktım Mardin’e /Düştüm senin derdine… Vay lele lele halime! Mardin’e değil
yüreğime… /Mevlam sabırlar versin yarini yitirene/ Ahmet Abi, biz yüz
yıllardır yitik yarimizi ararız o dağ senin bu dağ benim! Yarimizi eller mi
aldı yoksa biz mi gurbete gittik de yar sılada kayboldu? “Bana gurbet
gezdirir kık bin başlık parası” Gurbet gurbet gezenin yüreğinde yağ ne
gezer Ahmet Abi?
Sultan
Şehmuz yolunda kurbanlar keseceğiz ama yar bize yüzün dönmez Ahmet Abi! Yare
gidecek yüzümüz yok aslında. Yarin yüzüne bakacak yüzümüz yok. Bir bakabilsek
kirpikleri ok olup kalbimize batacak… Gözleri güneş olup yakacak bizi.. Bilirim
bir seher vakti Sultan Şehmuz’un huzurunda kirpiği de gördün sen gözü de… Diyor
ki türküde “bülbül kıskanıyor diyar Mardin güzeli”… Sultan Şehmuz’a can kurban,
Sultan Şehmuz’un huzurunda divan duran Aziz’e de kurban.
Bahar
geldi güller açtı/Şu benim divane gönlüm başıma ne işler açtı/Seherin vakti
geçti, sinemi yaktı geçti/ Hazırlanmış gitmeye, Güzel’in vaktı geçti! Güzel
olan ne de çabuk geçiyor. İsmail Emmi benim sabah berber arayışımı hayra
yormamıştı amma o berberde ben hayatımın hülasasını okudum Ahmet Abi. Mardin
sokaklarında Zincirli Medrese’den Ulu Cami’ye uzanan yolculuğun kutlu olsun
Ahmet Abi. Kızma Ahmet Abi, biz kenar mahalle çocuğuyuz. Köylüyüz, bir dükkanda
bir dolmuşta atmışların yetmişlerin arabesk parçalarını duyunca dizlerimizin
bağı çözülür. Düşüveririz oraya. Senin Medresede bulduğunu biz berber
koltuğunda, çayhane sohbetlerinde buluruz. Bıttım sabunu gibi eski bir geleneği
hatırlatır bize daracık sokaklar. Bıttım sabunu kokar saçlarımız. Çam sabunu
kokarız biz Ahmet Abi!
“Ben
Kasımiye Medresesiyim. Yeri gelince bir külliye, bazen bir dergah” Bazen eski
Mardin’de bir küçük berber dükkanı olurum. Bazen eski berberin İzmir yollarına
methiye düzen çırağı olurum. Ustası kadar eski Müslüm Gürses kasetleri
dinlerken gözleri eski dar sokakların ötesinde yeni Mardin’den Batı’ya doğru
genişleyen yollara dalan bir berber çırağı… Çırak kalmayacak Mardin’de Ahmet
Abi; koymuş kafaya, İzmir’e gidip kuaför açacak…
Çıkalım
Mardin’den Ahmet Abi… Medeniyet beşiği bu kadim şehrin Arapça Türkçe karışımı
türkülerini pek sevmezsin sen. Sen tekdüzelik seversin.
İsyana
çağırmalı türkülerin. Mardin medeniyet şehri, isyan etmiyor türküleri,
birleştiriyor, sarıyor. Senin Türklerin de sevmez bu ortak kültürü. Camiyle
kilise aynı sokakta olur mu hiç(!) Ayrıştırmalı onlar, onun için de aşağı
Yenişehir yapmış yeni Mardinliler. Ne Mutlu onlara! Gidelim Ahmet Abi bu yetmiş
iki milleti bir arada tutan otantik şehirden….
Harmanımız
yerde kaldı bu arada Ahmet Abi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder