ne
güzel bir ölümdür seninki menekşelerden bile kendine bir mavilik çıkardın
doğruldun
eski terziler gibi elbiselerin üzerinden
gururla
baktın ışıltımıza biz korkulu ateşlerdik her an biri gelip söndürebilir
ya
da sorabilir hesabını karanlık gecelerin
ama
yetimdik de hanlarda ve uzun ağustoslarda kim olduğumuzu saklayaraktan
belki
saçlarında eski bir hatıranın denizi uğulduyordu
belki
tam da yerinde ölüyordun
yakıştırarak
göğsüne kimsenin sahip çıkamadığı bir karanfili
kırlardan
ve kuşları tembihleyen bu bahardan geriye
uğultulu
bir zaman kaldı saati biraz da bu yüzden anımsadık
geç
olmamıştı çarşambaydı
neden
mi diriydi çünkü yosunlar denizin koynunda
balıklar
sevinçliydi ağlarda sevdikleri bir pınarın serinliği
bakıyorduk
akşama bakmamız gerekti
seninle
nasıl andırabilirdik ismimizi yoksa
sana
benzeyen yanlarımızı kim bilebilirdi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder