Dostlarımıza,
Ali Hocam’ın maddî gurbetten ne zaman döneceğine dair Kuddüs kuşu gibi iyi
haber getirin, müjde verin demiştik. Dostlarımız ise kara haber veriyorlar. İlk
gözağrım şair Hasan Ejderha dostumuz, “Hocam Gelmeyecekmiş…” başlıklı nâmesiyle
yüreği yaralı bu fakirin yüreğine su serpmek yerine, elem ateşleri atmış:
“Hocam
gelmeyecekmiş abi.
O
kadar emekle bir türlü kemalata ulaşamayan bizlerin acınası hâlini daha acınası
duruma düşürmemek için gelmeyecekmiş. Diğer taraftan “suyun öte tarafında
iş yok” sözünüzün aslının olmadığı, suyun öte tarafında, köyden gelip pazarda
yetiştirdikleri ürünleri satan teyzelerin, emmilerin umut verdiği müşahede
edilmiş. Eğer yolun o tarafa düşerse, suyun öte tarafında badem ezmesinden
ciğerin en hasına kadar türlü yiyecekler varmış.
Hocam
gelmeyecekmiş abi.
Hocam,
Selimiye Camii’nin yan sokağından, garp tarafında doğru yetmiş adım gidince
sağdan üçüncü sokağın başından sonra yedinci, sokağın öbür tarafından girilince
de kırkıncı ev olan evi satın almış ve oraya yerleşecekmiş. Eğer o tarafa yolu
düşen olursa, çerçevesi turkuaz, koyu yeşil kapı bu evin kapısıymış. Kemalata
erememiş bizlere o kapı açılır mı onu bilen yokmuş.
Hocam
gelmeyecekmiş abi.
Hep
payitaht da oraya buradan daha yakınmış. Ayasofya açılınca, dünyanın her
tarafından gelecek Müslümanlar saf tutunca, cemaatin tâ oralara kadar ulaşacağı
için, Selimiye’nin yanından safa durup Ayasofya cemaati ile namaz
kılınabilecekmiş.
Hocam
gelmeyecekmiş abi.
Burada
politikayı İslâm’ın helâl siyaseti sanan bizlere doğrusunu bir türlü
anlatamadığı için bizlerden umudu kesmiş.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder