Yüzüne yansıyan coşku taştıkça, aynanın
içindeki çehrenin elindeki teşbihin taneleri avuçlarında yuvarlandıkça,
çevresinde pervane gibi dönüyordu dünya… “Sonunda ve yine başında hep o vardı
yanımda!” diye mırıldandı dudaklarından dökülen her bir dua…
Bu yolculuğa çıktığında ilk önce
onun adını öğrenmişti dili, sahi o zamanlar kalbinde gerçekten o var mıydı?
Şiir kokulu bir sohbetle
demlenmiş çay bardağındaki sıcacık çayına tat getirmesi için, ilk önce şekeri
atıp, kaşığın ucuyla hafifçe çay bardağını karıştırdı… Aslında şekerleşen,
yüzüne yansıyan coşkunun memnuniyetiyle harmanlaşan çocuksu bir mutluluktu… Karşısında
duran aynanın içindeki çehre de sahi bu coşkunun anlamını çözebilir miydi?
Sahi bu kıyafet dediği de neydi?
Genç kız çayını yudumladıkça
tatlaşıyordu şiirden demetlenmiş duygular. Kelimler konuştukça tesbihin her bir
tanesi hızlanıyordu aynanın içindeki çehrenin avuçlarında. Ayna genç kızın
öğrendiği ilk kelimeyi kalben söyledikçe genç kız elindeki çay bardağında
çayının sonuna geldiğini fark etti, düşündü “Sanırım şiir kokulu sohbetin
sonuna geldik…” Oysa aynanın içindeki çehre “Bence gelecek şiirlerin
başlangıcına geldik…” diye yanıt verdi…
Aslında bu ses, aynadaki çehrenin
elindeki tesbihdeki duanın sesiydi.
Dua genç kıza seslendi.
“Seni sonbahardan ilk bahara
getiren bu mevsim nasıl olur bilir misin? Sonbaharı yaşarken birden ilk baharı
yaşamana vesile olan bu ipin ucundaki her bir tesbih tanesinin bir sonrakine
dokunuş evresini bilir misin? Her bir tesbih tanesi birbirine bağlıdır ve her
biri birbirini etkiler, Tıpkı sonbahar yapraklarının mevsimini bitirmesiyle
ilkbaharda açacak olan yeni yapraklara aşı olmaları gibi... Sahi bu çektiğin tesbihin
ipini kesen nedir? Hadi bugün tesbihin ipini kesen duayı yaz!”
Genç kız, çay bardağındaki son
çayı da yudumladıktan sonra görebildi karşısında kalemine yansıyan hikâyelerin
nasıl oluştuğunu idrak eden bir kalp vardı… O kalp fark etmişti, genç kızın
uzun zamandan beri sonbahar da dâhi şükür tesbihini çektiğini. Çünkü aynadaki
çehrenin avuçlarında birbirine dokunan tesbih “Şükür!” derken tüm dualar genç
kızın avuçlarında yeniden dua olup toparlanmak için masanın etrafına
dağılmışlardı. Her bir dua tanesi:
“Benim adım Şükr! Her halime
şükrettim…
Benim adım Şükr! Her halime
şükrettim…
Benim adım Şükr! Her halime
şükrettim…” derken bir tesbih tanesi masadan tam düşerken genç kız ipi kesilen tesbih
tanesini avuçlarına aldı, “Şükürler olsun yakaladım aslımı, bedenime dar gelen
kıyafetin ölçüsünü buldum…” dedi ve yazdı…
“Dua insanın aslını bulmasına
vesiledir…”
Her ânınız dua olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder