Edirne’de
göreve başlamışken yapacağım ilk işlerden biri Mimar Sinan’ın “Ustalık
Eserim” dediği Selimiye Cami’sini ziyaret etmekti. Hafta içi zaman bulamadığım
için hafta sonuna kadar sabırsızlıkla beklemek zorunda kaldım. Cumartesi günü
heyecanla Selimiye’ye gitmek için hazırlandım. Kaldığım yere otobüsle on beş
dakikalık bir mesafedeydi. Orduevi’nin önünde otobüsten inerek biraz yürümek
istedim. Yaklaşık elli metre yürüdükten sonra “Eski Cami” olarak bilinen
caminin önündeyim. Yönünü kuzeye çevirdiğimde Selimiye Cami’si tüm görkemiyle
karşımda duruyordu. Konum olarak öyle bir noktadaydı ki -bir söylenene göre-
şehrin neresinden bakarsak bakalım bütün minareleri hiç kesişmeden
görülebilmekteymiş.
Artık
Selimiye düşündüğümden daha yakındı. O an tek aklıma gelen şey bir an evvel
Caminin içerisine girmem gerektiğiydi. Bu yüzden adımlarımı hızlandırdım ve
caminin güneye bakan kapısından içeri girdim. Selimiye Camisinin kuzeye bakan
kapısından avluya girdim. Avluya açılan üç farklı kapısı bulunmaktaydı. Meraklı
gözlerle etrafa bakınmaya başladım. Mimar Sinan’ın bu ustalık eserini nasıl
yaptığını kendimce anlamaya kafamda oturtmaya çalışıyordum. Avluda biraz
bakındıktan ve etrafı inceledikten sonra abdest alarak içeriye girdim. Öğle
ezanının okunmasına on dakika vardı ikinci safa geçerek oturdum. Hafta sonu
olması nedeniyle içeride bir çok yabancı ve yerli turist vardı . Namaz kılınacak
alan şeritle ayrılmıştı. Diğer tarafta ziyaretçiler etrafı inceliyordu. Amacım
namazdan sonra bu görkemli camiyi daha detaylıca incelemek ve bir şeyler
öğrenmekti. Namazı kıldıktan beş dakika sonra caminin tam ortasındaki mermer
sütunun etrafında bekleyen kalabalık dikkatimi çekti . Herkes meraklı gözlerle
mermer sütunun alt kısmına bakıyor kimisi bununla da yetinmeyerek telefonunu
çıkarıp resmini çekiyordu. Bende ki merakta giderek yükselmişti. Orada ne
olduğunu öğrenmek amacıyla kalabalığın içerisine sokuldum. İyice yaklaştığımda
mermer sütunun alt kısmında ters lale motifi olduğunu fark ettim. Arkamı
döndüğümde bu sefer aynı kalabalık bir ihtiyarın etrafında çember oluşturmuş ve
onun anlattıklarını dinliyordu. Sonradan bu kişinin Selimiye Cami’sinin
müezzini olduğunu öğrendim. Ters lale motifinin hikâyesini ve ne anlama
geldiğini anlatıyordu. Söylenene göre Selimiye Cami’sinin yapılacağı arsa lale
yetiştiren bir adama aitmiş. Adam bu arsada lale yetiştirdiği için arsayı
vermemek için inatlaşmış. Uzun uğraşlar sonucunda adam, Selimiye Cami’sinin
içerisine lale motifi yapılması şartıyla arsayı vermiş. Lale motifinin ters
olmasının sebebi ise adamın inatlaşması ve ters bir insan olmasıymış.
İşte
herkesin merakla dinlediği ters lale motifinin hikayesi bu. Bu hikayeyi
dinledikten sonra kalabalık dağıldı. Ben de kalabalıkla birlikte kendimi avluya
attım. Tam olarak her yerini inceleyememiş olsam da artık Edirne’de olduğumdan
dolayı bir sonraki gün ne de olsa tekrar gelirim düşüncesinin vermiş olduğu
rahatlıkla caddede ki insanların arasına karışıp evin yolunu tuttum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder