ÇAVUŞ EMMİ / Hasan EJDERHA

Köyün camisinin dört kişilik sabah namazı cemaatinin beşincisiydi Çavuş emmi. Sabah ezanı sonrası Kur-an tilaveti yapıldığı, tilavetten sonra Çavuş emmi bir miktar beklendiği halde ne eder eder camiye girişini sabah namazının farzına durduğumuz ana denk getirirdi.

Camiye girer girmez doğruca namaza mı dururdu Çavuş emmi?

Hayır!

“O ho ho hho! Arkanızdan atlı kovalıyordu sanki” diyerek cemaate bir laf soktuktan sonra dururdu safa.

“Arkamızdan altlı gelmiyordu da önümüzden vakit kaçıyordu Çavuş emmi” deme şansımız yoktu elbette.

Çavuş emminin en şenlikli hali Cuma günüydü. Cuma’ya gelir, vaaz dinler, sonra kalkar herkes gibi Cuma’nın ilk sünnetini kılardı.

Buraya kadar normal. Camideki diğer insanların durumu neyse onunki de oydu.

Ancak cumanın farzına durulduğu an safta Çavuş emminin sağında, solunda ve arkasında olanlar adeta bir beklentiye girerlerdi. Hemen her Cuma yanılmazlar ve bekledikleri de olurdu. Çavuş emmi, ya cumanın ilk rekatının sonlarına doğru ya da ikinci rekâtın başında namazı bırakır, şalvarının uçkurunu çözer, yavaşça çıkarır ve elinde toplayıp bir kere yere çaldıktan sonra şalvarı tekrar yerden alarak, namaz kılanların önünden geçtiğine, namaz kılan birine çarpıp tökezleteceğine bakmadan caminin çıkışına doğru aceleyle yürürdü.

Daha önceleri imam “Çavuş emmi idrarını kaçırsan da namazını tamamla” diye uyardığı halde, O bunların hiçbirini hesaba katmayıp camiden çıkar giderdi sokranarak. Neye, kime sokranırdı, sokranırken ne söylerdi kimse anlayamazdı söylediklerini.

Bir Cuma Çavuş emmi ile aynı safta yan yanaydım. Tabiî olarak ben de bekledim Çavuş emminin şalvarını ne zaman yere çalacağını.

O Cuma şalvarı yere çalmadı Çavuş emmi ve Cuma namazını sünnetleriyle birlikte sonuna kadar kıldı herkes gibi.

Camiden çıktıktan sonra kulağına eğilerek “Çavuş emmi şalvarı yere çalmadın ha bu defa” dedim. Sanki çok önemli bir sırrı paylaşıyormuş gibi kısık bir sesle “bebeklere bağlanan bezin büyükler için olanı da varmış” dedi ve devam etti sevincini belli ederek “biliyor musun bez bağlayınca kaçmıyor namussuz.”   



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder