MODERNİZME BİR GEDİK; SÜKÛT/Bekir BÜYÜKKURT

"Bu şiiri, hikâyeyi ben yazmalıydım ya da bu sözü ben söylemeliydim!" dediğimiz halleri belki de sıklıkla yaşıyoruzdur. Bunu adavet ve kin ile değil de, gıpta ve hayranlıkla ifade ediyoruz tabi ki. Lakin bendenizin asıl meramı neden ben yazmadım ya da ben söylemedim değil. Sükût eden insanları gördüğümde hayranlıkla seyreder ve 'neden bende bu güzel insanlar gibi sükût edemiyorum' diye içten içe kendime kızarım.
            MODERN ÇAĞ; VİTRİN ÇAĞI    
Her şeyin görüntüye yani vitrine göre değer kazandığı bir zamanda manayı ve içe doğru derinlik kazanmayı, yücelmeyi esas alan sükût, ehli haricinde anlaşılamayacak ve kıymeti bilinemeyecektir. Efendimiz (SAV)'in 'Ey iman edenler, ya hayır söyleyin ya da susun' Hadis-i Şerif'ini 'Söylersen hak söyle, söylemezsen sükût eyle' şeklinde ifade eden medeniyetimiz elbette sükûtu, boş ve malayani konuşmaya tercih etmiştir. Lakin günümüzde bu durum tam tersi bir seyir takip etmektedir. Yalan ve malayani olup olmamasına dikkat edilmeden karşıdakini konuşmasıyla etkileyen insanlar toplumda maalesef kıymetli görülmekte ve tercih sıralamasında ilklerde bulunmaktadır. Halbuki hakikat sırrına vakıf olmak, çok konuşmayla değil, sükutu kendine şiar edinmekle olacaktır.
            HAKİKAT OLMADAN SÜKÛT OLMAZ
Yaşadığımız hayat her şeyi tek boyuta hapseden paradigmalar silsilesi haline büründürmüştür. Bu durum hakkı esas alan düşünceden mahrum olmamızdan kaynaklanmaktadır. Önyargılar, düşmanlıklar, basmakalıp bilgiler, putlaştırmalar... İşte bu ve benzeri haller düşünceden mahrumiyetin tezahürleri olarak ortaya çıkmaktadır. Düşünceden maksat salt aklı ve modern malumat yığınlarını esas almakta değildir. Hak olan düşünce, eşyanın hakikat sırrına vakıf olmak ve hakiki tefekkür sancısının neticesinde sadrımızın genişliğince düşünebilmektir. Eşyanın hakikatine mazhar olan insanların mantık sakatlığından kurtularak hayret makamına yücelmesi, tefekkür rahlesinden geçerek sükûtu kendisine şiar edinmesi kaçınılmaz olacaktır.
            YENİDEN 'BİZ' OLMAK İÇİN SÜKÛT
İçimizde küllenen hakikat ateşini yeniden harlamak ve alevlendirmek için sükût etmeliyiz. Derunumuzdaki uykuya dalmış ve unuttuğumuz hakikat aşkını uyandırmak ve hatırlamak için sükût etmeliyiz. Modern aklın cerahatini, gönlümüzün saf ve temiz suyuyla tertemiz etmek için sükût etmeliyiz. Malumat yığınlarının tıkıştırıldığı, adeta birer çöplük haline getirdiğimiz beyinlerimizi modern cahiliyenin türlü afet-adetlerinden kurtarmak ve hakikat pınarıyla pir-u pak eylemek için sükût etmeliyiz. Bu topraklarda yeniden taşa ruh ve mekâna mana vermek için sükût etmeliyiz. Dünya sürgününde bir nebze de olsa sükûn bulmak için sükût etmeliyiz. Kalbi inkılâp, Muhammedi(SAV) ruh, hikmet ve merhamete 'Yeniden Bismillah' diyebilmek için sükût etmeliyiz.
Sükût ne de güzel yakışıyor insana,
Ve insanlğını kaybetmişlere tantana.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder