Keskin bir kışın akşamında, meydanlığın arka sokakları gibiyim; ıssız ve tekinsiz. Hiç kimseler dokunamıyor bana, ayakaltında duran bir kirpi gibi batıyor dikenlerim onlara. Kendi sessizliğimde boğuluyorum. Bana sığınan ne varsa fısıltısı bile duyulmadan, uzun adımlarla uzaklaşıyor. Benim boş ve iyice derinleşmiş çukurlarıma, aşınmış yollarıma kimse ortak olamıyor. Kimse paylaşmıyor benim sükût dolu topraklarımı.
İlerleyen
saatlerde kafaları güzel sarhoşlara bırakıyorum meydanı. Bağırıyorlar
alabildiğine sessizliğimi. Yırtıyorlar askıda duran sevimsiz suratımı.
Dolambaçlı kollarıma sarılmak, karanlık şakaklarıma uzanmak, başlarını koymak
istiyorlar vücuduma. Acıtmıyorum onları, çekinmelerine izin vermiyorum. Açık
benim bağrım esrik kokulara, afsunlu gözlere, titreyen bedenlere, üşüyen
ayaklara. Onlar benim bir gecelik dostlarım, herkes gibi bir ömür gelip de gün
ışımadan kaçan yoldaşlarım. Onlara nasıl sahip çıkmam, nasıl katmam vücuduma?
Ama
tek bir isteğim var...
Kendilerine
bir çukur yapıp gitsinler ayrılırken benden, biraz daha aşındırsınlar çoktan
aşınmış tozlu yollarımı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder