HEBÂ / Hasan BAZI


Yaşamak yoruyor bu zamanın insanını.

Gönlünde sızı yayan bir yarayla yaşamak acıtıyor insanın kalbini.

Bir bardak kahve iyi gelir üzerinden yıllar geçmiş yorgunluklara. 

Çok bekledim. Çok aradım bir çıkış kapısını gösteren işareti. Bekledim gece yarılarından sabahlara dek. Çok yürüdüm gecenin bir vakti sokaklarda.

Yalnızlığımı koluma takıp yürüdüm ıssız sokaklarda.

Dertleştim ağaçlarla, yol kenarlarındaki çiçeklerle, kurumuş bir yaprakla; kendi güzelliğini dışarı yansıtmış güllerle konuştum. Sokak lambasının altında bekledim. O aydınlattı içimdeki karanlığımı. Senin gelip beni karanlıktan çıkarmanı beklerken hiç ummadığım insanlar bana ders verdi. Kaldırımlarla sıkı dost olduk. Bir onlar anlattı bana hikâye bir ben onlara. Sordum" Sizin yalnızlığınıza kim yoldaş oluyor diye?" Cevap alamadım. Yalnızlığın dahi hududu yoktu. Gidip yalnızlığa sorsam "Seni bu dünyada meşhur yapan şey ne?" diye Büyük ihtimal cevabı" Kalabalıklar" olurdu.

Bir umut diyerek bekledim. Ve her defasında umutlarımı söndürdüm. Sonra tekrar yaktım bir umut diyerek. Yalnızlığımla bir kez daha yüzleştim. Baktım aynalara, aynalar yüzüme bakmaz oldu. Yalnızlık kendini her yerde karşıma çıkardı. Bazen bir bardak çayı içerken bazen en mutlu anlarımda bazen de hayatın çekilmez olduğu demlerde.

Bir başıma yaşadım.

Bir başıma büyüttüm içimdeki neşeli günleri.

Bir başıma mutlu olmaya çalıştım içimdeki küçük sevimli çocukla…

Kağıtlara kaydettim gün gün yalnızlığımı. Defterleri taşırdı yalnızlığım. Anlamaz oldu insanlar beni. Ahvalimi anlatacak kelime yok. Ahvalimi anlayacak insan yok. Hal-i Pür melalimle sığmaz oldum dört duvar aralarına. Sığmaz oldum sığ insanların kafalarına. Anlamsızlaştım, büyük bir sorun oldum insanlığın kafasında. Her cihette denedim yalnızlığımı yenmeyi ama kaybettim dostlarımı birer birer. Bekledim hüzün kulübemde. Bekledim bir bardak çayla içimdekileri anlamak için. Hiçbir zerremin hükmedemediği bir alemde sonsuza dek kaybolmaktan başka bir arzum olmadı. Duvarlar sessizliğime şahit oldu. Kalbimin derûni hislerini kilitlemek isterdim bir sandığa zamanı geldiğinde en değerlinin gelip açması için. Zaman bütün mevcut varlığı tüketmek istiyor. An an değil de gün gün çalıyor ömrümüzden. Ve bırakıyor bizi sonsuz bir girdabın içinde.

Kaldım bir başıma sonunda; herkes çekip gitti hayatımdan herkes. Silindi varlığım hafızalardan. Unutuldu ahvalim, görmez oldu gören gözler. Hâl üzere hâl eyledim bunca hal bilmezin arasında kendi hâlimi eyledim. Dilim lâl oldu yalnızlığıma. Anlatmadım derdimi dertsiz insanlara. Anlamaz beni dertsiz insanlar. Çektiğim çileyi bilmez gamsızlar. Firkattir gönlümün çektiği acı. Beyhudedir yaşantım, bir hiçtir benliğim. Sözlerimi şu mısralarla sonlandırmak istiyorum;

Gecenin zülüflerinde gönül haneme düştü yine hüzünden taneler.
Cümlelerim yolda kaldı, yollar yolda, yağmur bulutunda kaldı.
 Bahaneler ve bananeler dünyasında anlamsız kaldı sesim, anlamsız kaldı nefesim.
Anlamsızım anlamayanlar için,
Eğer anlamsızsam kesilsin sesim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder