UMUT / Levent NERGİZ






Şimdi akşam gönlüme sızdırır karanlığını,
Kaçırdığım bilmem kaçıncı trenden,
El sallar,
Hüznün en kesif mekteplerinde
Izdırap derslerinde,
Acının en derininde
Çocukluğunun çiçeğini kararmış ellerden sakınırken
Bir başına mutsuzluk zindanlarına atılan,
Mühürsüz mektupların bile ulaşmadığı,
Soylu bakışların minicik kalpleri...

Zamanın büyüsünü
Ve yahut hüznün zamansızlığını,
Varoşların matemli sessizliği,
Kimsesizler yurdunun kapı önlerinde
Gökyüzünün şairlerine imrenen bir çocuk,
Ekmek arabasının ardı sıra yalınayak,
Umuda koşan bir yavru
Değiştirebilir mi?

Ey akşam vakti,
Kaçırdığım,
Kaçırılan tüm trenlerde,
Yazgısına sebat edenleri
Bir araya getirsene.

Gün görmemiş kaç kişi,
Gün yüzüne çıkmayan kaç acı 
Kaç kırık kalp, duraklardan topladığımız
Hüznün mekteplerinden mezun olamayan kaç kişi gerekiyor 
Kaç sitemli sövgü 
Kaç efkârlı beste

Hüzne zaman,
Zamana ömür,
Ömre hüzün gerekiyor/mu?




***
MEVSİMSİZ UMUT










Oysa...

İçimin koylarında, körfezlerinde
Vicdanımı falezleyen deli dalgalardan,
Memleketimin yarpuz kokulu köylerine
Ahir dağının heybetine
Şiir damıtan poyrazına
Ejder tepesinin eteğine 
Ulu çınarın köklerine
Bir söğüt ağacının gölgesine sığınarak
Kurtulmak niyetindeydim

Ancak...

Umudu ölümden ayırsın gökyüzü,
Çünkü yaşamak
Gökyüzünden devşirdiğin umutların
Bir fecr vakti ölümüne
"Eşhedü" diyerek ,
Yaşamak...

Öyleyse...

Mevsimsiz bir umut
Çöksün gözbebeklerime
Yansın, kanasın yüreğimin nasırları
Yedi iklim cem olsun bucaksız bakışlarda,
Öteliler sarsın dört bir yanımı
Ruhum bir sesi bekleyedursun uzaktan...




***
HİLALE SEVDA














Bir örümcek ağı ve güvercin sürüsü
İhanet ve hicret...
Taşlı dağlar yol olur Nebi'ye
Zaman kutlu beldelerde tekrara durur.

Tekerrür etmese tarih ,çıldırır zindan,
Gün olur kara bir gece, katran döker kandillere
Toprak, gökyüzünün feryadıyla uyanır
Ay kararır yıldızların eteğinde.

Her eylemde şahlanışını hatırlar küheylan,
Bin asırlık ocağın külüne kor olur
Ulu çınar kemirgenler büyütür içinde
Bir sala vakti yiğitler cehde durur.

Fetihleri yad eden bir hamaset
Oluk oluk nakzediyor kanımızda
Kaç sevdalı yüreğe umut oluyor şehadet
Bir çıban ki yıllardır durur bağrımızda

Payımıza Gök Sultan'ın kaderinden düşmüş,
İhanet ilmek ilmek örmüş rüyalarımızı
Bir avuç gafil ateşler şahını güldürmüş
ALLAHU EKBER ! Tekbirler korumuş bayrağımızı.

Bir muştu çökünce göz bebeklerine
Tanklara karşı kıyama durmuş ulu çınar
Bir yiğit ki otuz kurşun büyütmüş yüreğinde
Bir millet ki şühedayla Resul'ünü selamlar.

Dağlar şehre yürüyor şimdi
Çile, sürgünler ülkesinde kahraman
Namlulardan göremezsiniz şehidi
Başkentler başketine gidiyor bu davan

Fecr-i Sadık vaktinde, gecelerden firari
Şanlı Anadolu'nun atan kalbiyiz
Hilale sevdalı yıldızlar gibi
Güneş doğmadan dönmeyeceğiz.

03.04.2017
 Levent NERGİZ
Hınıs/ERZURUM


***
BİLSEYDİM





Emine'ye...











Kız kardeşim,                                                 
Uzak ne demek anlatsana,
Toprağını süsleyen zambak nicedir,
Yorulmuşsundur oysa,
Kaç nehri besledi gözlerin

Kız kardeşim,
Terk-i diyar ettiğin dünyaya, bakar mısın uzaktan?
İnsan kardeşini hüzne kardeş eder mi?
Her lokmada büyür mü boğazıma tıkanan?

Kız kardeşim,
Yağmurun hülyası gibi kayboldun gözümden,
Bilseydim, mevsimlere kalkan ederdim kendimi
Yolu yoldaşsız bırakmak da ne ki?
Bilseydim, minik ellerinde bahar olurdum,
Bilseydim nur yüzünü unutacağımı,
Gül ile bülbül ile resmini yapardık,
Kumrular adına şarkı yazardı,
Bilseydim kız kardeşim,
Unuturdum dünyayı ve sen dünyam olurdun...

Ve uzak ne demek anlatmadın hala
Uzak, kanımı boğan bir girdap anlıyorum
Kız kardeşim seni çok seviyorum...

06/04/2017
Hınıs-ERZURUM

***BAŞLAMAK












Bir inziva boşluğunun tam ortasında,
Kimsesizler tarafından yurt edinilmiş bir yörede
Aklıma gelir takatsiz kalışım 
Güle bakıp çırpınamayan bir bülbülle,
Yarenlik edip de gönlüme söz dinletemeyişim,
Ukde kalır benliğimin en derininde..

Yeniden başlamak diye başlamayacağım,
Artık hiçbir sözü ben başlatmayacağım
Eski bir şarkıdan bir nota düşse de içime
Kimsesizler şehrinden ayrılmayacağım.
Üzerime serpilen bu ölü toprağını
Bir tılsım olmadan kaldırmayacağım...

30.01.2017        Kahramanmaraş,Türkoğlu

***
GEÇMİŞE












Büyümüşüm
Öyle gerekiyormuş...
Benliğimde erimiş uktelerle
Hüzünle yoğurulmuş halde kalmışım,
Yalnızlık pencerelerinin korku perdelerinde...

'Ne de çabuk'
Diye başlamak istiyorum söze,
Ne zaman büyüdüm,hangi zaman?
Hani diyerek,
Küçük mutluluklarımı sormak geliyor hayata.
Nerede deyip,
Cevap almadan ağlamak bir kenarda...

Bembeyaz kelebeklerdeydi hep gözlerim!
Onlarla mı gitti turkuaz mavisi düşlerim?
Kağıttan gemilerin ömrü kadar mıydı,
Tüm tutkularım,bütün sevinçlerim...

Bir boşluk var içimde,
Diyor ya şair "eksik bir şey var" diye,
Tam da öyle işte...
Anlamak istemiyorum inadına tezatlara sığınıyorum,
Ama biliyorum gücüm sınırlı ve hayat geçiyor öylesine...

Büyümüşüm,
Öyle söylendi.
Hayırlar olsun..

***

UMUT-SEN MEVSİMİ











Yalnızlık çiseleniyor gökyüzünden
Yarım kalmışların inadına sanki
Başka hiçbir ses gelmiyor âlemden
Yüreği sensizlik kaplamış, çok belli...

Artık iklimlerden huzur bekliyoruz
"Gelsin de ferahlatsın bizi" der gibi
Ne yapalım, çölüz, çorağız, ayazız
Bu haldeyiz, hep kardelenler misali

Derin derin dalıyoruz gökyüzüne
Günden geceye uzanıyor bu öykü
Bir ışık, bir fikir görmek için mi ne?
Öyleceyiz! Nereye varır bu sürgü?

Bilinmezlik kadar korkutmaz insanı
Ne ölümler ne gidişler ne yalnızlık
Yüreğimizde hep bir korku tufanı
İşte! Kaldı ömrümüz bir fırtınalık.

Mevsimler getirsen sıcak diyarlardan
Belki erir kar, gün görür toprağımız
Öyle hep değil, sadece bir gün yıldan
Zaten hüzünlere daha aşinayız


***

FİKRİMDEN İNSAN MANZARALARI











Gün geceye kavuşmaktadır..
Hüzünlü yüzler yine solgun,
Kâinat bir ses duymaktadır,
Bekleyişlidir ama yorgun..

Kendi arayışlarında kaybolmuşken insanlar,
Dünya telaşlarını telaşlarına katar.
Ezeli bulanık ebedi meçhul konaklarında
Duyulacak ses iledir başlayacak korku da..
Bitmeyen hayalleri ve yarım kalan aşkları,
Vardır..Elbet vardır,bellidir filmin buraları..
Arzular ve özlemler yaşanmamışlıklaradır,
Fakat izler güzelliğin bittiğinden yanadır...

Şimdi gece yıldızlarıyla,
Karanlığı ışıtmaktadır..
Zor olan bir uğurlamayla
Giden Ay çok uzaklaşmıştır...

Gidenleri de hiç özlememiştir insanoğlu
Boşvermiş, aldırmamış ama durmuştur kuşkulu...
Gidenlerden tecrübe etmiş, şaşmıştır,
Belki de bu yüzden hiç kimseye bağlanmamıştır...
Çağları aşmış bir gerçektir bu, nankördür insan
Kendine kalmış, kendiyle avunmuştur durmadan...
Bir yâri, anayı, evladı, vatanı mesela
Sevmeyi unutmuştur, kalmıştır yalnızlığıyla...

Yalnızca yıldızlar kalmıştır.
Bir özlem vardır fecr vaktine...
Sabır gerekir, az kalmıştır
Gece kavuşmaktadır güne...

Levent NERGİZ 04.08.2013

***

 ÖNCE VATAN


Mehtaba renk veren masumluktan
Ötesine geçilmiş bir küçük yoldan
Geri dönüşünü arıyor küheylan
Bağırmalısın, önce vatan! Önce vatan!

 ***

GECEYE İTHAFEN

Bir sevdaya çıkarmış yollar kimi zaman
Eller kelepçeli ve gözler bağlıdır
Duyduğun bildiğin ve hissettiğin an
Zaten kalbin zihnini hazırlamıştır

Geceyi bekler insan hiç sebep yokken
Duaları gözyaşına karıştırır
Ay ışığında sevgiliyi ararken
Huzurlu ve sakin diyarlara varır.

Görebileceği en uzak yıldızı
Mesken ediverir dertli yüreğine
Susup, tekrar başladığı şarkıları
Şarkılarını sarmıştır bedenine

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder