hele bir sor
sana camlardan uzanan yol
bayırlarında
cuma sünbülleriyle gelen
yoncaları
hele bir sor
zinbabve de yalın ayak
yarı çıplak
sürdürülebilir sürmeleri
gelip en garip
davranışlarınla
sıra kumral akasyaların
keloğlan masallarına
geldiğinde
şimdi el aleme bakmadan
ne derlerse takmadan
takunyalarının
alınlıklarına
ezilen mürekkep kokularını
ört bas et
saman tozunu
tuzla tel zımbaların
sakin yanımla ben bunu
uygun zamanda sırmalar
sırlar kumbarasına atar
hallederim
elleme sen şimdi
sen şimdi hele bir sor
kaç yüreğe kaç yara düşer
buna bakalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder