Babam 'haylaz bu oğlan',
Annem 'çocuk hastadır' derdi.
Ben, gözlerim tahta atımda dalgın,
Azarı annem yerdi.
Elinden iş gelmiyor çoban olsun bari
Otlatsın koyunları dağ taş dolaşsın
Sıralardı peş peşe cezalı meslekleri
'Dünyaya sığdıramadın ha' derdi annem şaşkın
Hep korktu babam her baba gibi
Kendince için için üzüldü durdu
Annem her daim dua ikliminde
Benim için güzel hülyalar kurdu
Her kötü huyum dayımdandı şüphesiz
Buydu belki annemi içten içe kahreden
Varsa testiyi kırmadan su
getirmişliğim
Mutlaka bu güzel huy babamgilden
Sonra ilk sevda, ilk tütün, ilk isyan,
Demedim mi makamında anneme sessiz öfke
Taş mı çocuğun kalbi elbet sevecek
Kolum kanadım, yüreğimi emziren anne
Annem ağıt söyler beraber ağlarken biz
Adam olmak neydi sahi, neydi bu sihirli giz
Hâlâ aynı makamda ağlamaktayım
Hâlâ ben dünyaya kırgınım dünya bana gönülsüz
Evet yıllardan sonra yârlerden sonra
Elimden iş gelmedi iğnem dikiş tutmadı
Gönül bir sırça saray diye belledik annemizden
Nereye gitsem hüzün beni bırakmadı
En cezalı mesleği seçtim baba çobandan öte
Elimde bir tomar şiir, sesim içli ağıt dolu
Korkulu bir kalbim yağmur yüklü gözlerim
Yıldızları topladım sıfır üç depreminde
-Hanın çıkış kapısında tek beyaz renk sendin anne! -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder