Uzun kış bastırdı belli ki
yağmayacak mektuplar
nerede o beklediğim
mektuplar
gülümseyip varılmaz tadına
dediğin küçük
çok küçük 'nasılsın'
gün doğmaz sanan ben
belli ki tren rayları
çiğnenmekten
bende yalnızlıktan
ya ne demeli?
sabaha kadar uluyan köpek
dünya geceyi nöbet yazmış
bu nöbeti gece bana satmış
güzel elmanın içine pazarcı
çürük atmış
nöbeti iyi yazmış
nöbeti üstüme yıkan gece
bi hayli keyiften uyur
bilmez ki
ya nıır!
bre cahil
oysaki
beni nöbete alıştırdı alıştıralı
o uyurken
ben gecenin düğümünü
çözerken
o benden bi haber
sanır ki; ben ahmak
dünyanın tüm derdini ben almışım sanki
gecenin eteğinden tutmuşum tutuyorum
artık o beni değil ben
onu yazıyorum
gurbet bi hayli gezinir oldu dilimde
gurbet el açtırır
diz çöktürür
sıla dilinde
sıkılan sıkar dişimde
canımı sıkan poyraz sana katlanmak zor düşümde
hayalimi yıkan yığınlar ismim
nerede?
nerede o beklediğim
mektuplar
gülümseyip varılmaz tadına
dediğin küçük
çok küçük 'nasılsın'
gün doğmaz sanan ben
belli ki tren rayları
çiğnenmekten
bende yalnızlıktan
ya ne demeli?
sabaha kadar uluyan köpek
dünya geceyi nöbet yazmış
bu nöbeti gece bana satmış
güzel elmanın içine pazarcı
çürük atmış
nöbeti iyi yazmış
nöbeti üstüme yıkan gece
bi hayli keyiften uyur
bilmez ki
ya nıır!
bre cahil
oysaki
beni nöbete alıştırdı alıştıralı
o uyurken
ben gecenin düğümünü
çözerken
o benden bi haber
sanır ki; ben ahmak
dünyanın tüm derdini ben almışım sanki
gecenin eteğinden tutmuşum tutuyorum
artık o beni değil ben
onu yazıyorum
gurbet bi hayli gezinir oldu dilimde
gurbet el açtırır
diz çöktürür
sıla dilinde
sıkılan sıkar dişimde
canımı sıkan poyraz sana katlanmak zor düşümde
hayalimi yıkan yığınlar ismim
nerede?
Kırk yıl arar dururum
ömrüm geçtiği otağım
adım adım dilimle dolaşan türkü
yaş geçmiş
varmış ömür çırasına ihtiyar!
gelmiş eline baston
gayrı susamış gözlerine damlalar az
ve belki çıkıp şu yaylaya avaz avaz...
koyun sürüsüyle eğlen kah
gözlerin uzağı aramasın
aradığın;
Maraş, toroslar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder