'Sekerat anında bir dava-fikir adamı!'
Taşrada, soğuk sokaklarda, sokak lambası
altında, dava türküleri dinleyerek afiş asıp, fikir teatisinde bulunduğumuz
günleri unutup; Ankara'da davanın kaymağını yemekle meşgul olduk. Affet Allah'ım!
Bir simidi beş kişiyle yiyip millet
olmanın heyecanını yaşadığımız samimi günleri unutup; fix menü yemekli programlarda tabaklarımızı
doldurmakla meşgul olduk. Affet Allah'ım!
Açlıktan kaynaklanan mide gurultularımızı
bastırsın diye dava türküleri söylediğimiz günleri unutup; hazımsızlık problemi
yaşadık. Affet Allah'ım!
Soğuk kış günlerinde dolmuşa binecek
parayı bulamayıp kilometrelerce yolu dava ve fikir için vecd ile yürüdüğümüz
günleri unutup; son model arabalarımızla mevkidaşlarımıza caka satmakla meşgul
olduk. Affet Allah'ım!
İki odalı, sobalı evlerimizde milletin
derdi ile dertlendiğimiz günleri unutup; kaloriferli, klimalı, dört artı bilmem
kaç odalı dairelerimizde, lüks villalarımızda millete çekeceğimiz nutukları
düşünmekle meşgul olduk. Affet Allah'ım!
Kutlu bir milletin ferdi olaraktan millet
ile birlikte olduğumuz günleri unutup; fildişi kulelerimizden fikir ve dava
adamlığı yaptık. Affet Allah'ım!
Millet hastanesinde doktor kuyruğunda
sıra beklediğimiz günleri unutup; uz. opr. doktorları ayağımıza getirdik. Affet
Allah'ım!
Ay sonunda faturaları ve mutfak
masraflarını denkleştirmenin çilesini çektiğimiz günleri unutup; modası geçmiş
yenilenecek ev eşyalarının, yeni yılda modelini yükseltmeyi düşündüğümüz
arabalarımızın ve yeni gayrimenkullerimizin peşinde koştuk. Affet Allah'ım!
Sigortalı, asgari ücretle helalinden
kazancın peşinde koşturduğumuz günleri unutup;
bilmem kaçıncı şirket ortaklıklarımızın kulu-kölesi olduk. Affet
Allah'ım!
İşçi ve memur ağabeylerin bağış ve
yardımlarıyla fikir ve dava ocaklarımızı tüttürmeye çalıştığımız günleri
unutup; ihale ve fuar peşinde yaltakçılık yaparak kucaklarda terledik. Affet
Allah'ım!
Dava ve fikir çerçevesinde, seküler ve
maddeperest dünyanın dayatmalarına karşı dik durma gayreti içerisinde olduğumuz
günleri unutup; fikir ve davanın yeri burası değil deyip seküler dünyada
gırtlağımıza kadar maddeye boğulduk. Affet Allah'ım!
Çocuklarımıza en iyi geleceğin iman,
ahlak ve karakter ile olacağını söylediğimiz günleri unutup; çocuklarımızın
geleceği adına ceplerimizi şişirmek ve banka hesaplarımızı kabartmakla meşgul
olduk. Affet Allah'ım!
Adamlığın temel kriterini karakter ve
şahsiyet olarak gördüğümüz günleri unutup; adamlığı para ve makamla eşdeğer gördük.
Affet Allah'ım!
Bir kalp kırmanın Kabe’yi yıkmaktan da
kötü olduğunu unutup; dostlarımızın kalbini kırdık, gönlünü paramparça ettik.
Affet Allah’ım!
Zamanında bize sunulan haram kazancı,
adam aldatmacayı, dolandırıcılık yapmayı, riyakarca davranmayı elimizin
tersiyle bir kenara itip Muhacir gibi, Sudanlı Zenci Musa gibi alın teri olan
hamallığı tercih ettiğimiz günleri unutup; nereden geldiğine bakmadan daha
fazla kazanmayı, çalıştırdığımız işçilerin hakkını gasp etmeyi vicdanımızı
bastıracak yöntemler kullanarak gavura bırakmadık. Affet Allah'ım!
“Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve nasıl
ölürseniz öyle dirilirsiniz”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder