Güneşi değil kalbimi istedi o Hintli bilge
Hıncını sağaltmak için kalbimi
istedi
Ben o bilgeye kalbimi vermeseydim
eğer
İnsan kalmayacaktı Hint’te bile
Şafaktan başlayan yolculuklar
olmasa
Nehirde külleri toplar mı o Hintli
bilge
Bütün kör kuyularda biz, kör
bakışlar bize
Bağışlayan biziz tüm günahkârları
Biraz faşist, biraz radikal, biraz
kökten
Gibi sevimsiz, gibi korkutucu,
gibi bilgisiz
Bir resim gibi çizdiler tüm
resmimizi
Ateşi güle çeviren saf
bakışlarımız için
Bir de çirkinleşmeyen yüzümüz
hatırına
İkindi yağmurları yağar lekesiz
Eksik yanım budur itiraf ediyorum
Camla değişmişsem lütuf kokan
rozeti
Plaketleri atmışsam en azgın
köpeklere
Kırılıyor çünkü camın kalbi var
Sonra dağlarda türkü söylediğim
Eşkıya öyküleri dinlediğim
Aşktan ölümden yana şiir okuduğum
üzre
Ne söylenirse doğrudur
Kimi zaman saklamışsam bir turna
hasretini
Tankın altında kalan her müminden sonra
Yakmışsam birer birer kelimeleri
Sarmışsam tütünün en delisini
Çekmişsem içime derin derin
Yağmur yağıyorsa hala gözlerine
şairin
Bilin ve bildirin nice mümin var
yeryüzünde
Keder o ki hasret o ki sultanım
“İyi adamlar iyi atlara binip
gittiler”
İyi atlara binip gelseler
dayanamazlar
Bizim de hasretimiz derinleşir ham
ervah arasında
Ey zamanın sahibi
Vel asr!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder