Seçim dönemlerinin başladığı ve adayların
açıklandığı sırada dünya çapındaki anket şirketleri, anketörlerini salar
Anadolu topraklarına. Bu anketörler yoldan geçen herkesi yolundan çevirir ve
“bir dakikasını alabilir” daha sonra sonuçlar açıklanır, analizler yapılır ve
televizyona çıkan birkaç amca bu sonuçları saatlerce değerlendirir.
Anketler sadece seçim anketlerinden
ibaret değildir. “Türkiye’de doğal yaşam oranı” , “Ailelerdeki mutluluk oranı”
, “Türkiye’deki dindarlık oranı” gibi gerekli gereksiz birçok anket yapılır.
Bir sohbet ortamında, toprağa ve yeşilliğe hasret kalındığından bahsedilirken,
lise öğretmeni olan Muzaffer hocam sınıfında yaptığı küçük bir anketten
bahsetti. Bu ankette bir soru var ve el kaldırılarak cevap veriliyor. Fakat
hocamın sorduğu soru o kadar derin ki bütün anket sistemlerini, anketörleri ve
anket şirketlerini çöpe atacak cinsten.. .
Bu soru; tavuğun sabah yumurtasını, öğlen
dönerini, akşam ise haşlamasına yiyen içi dışı tavuk olmuş bir nesle tam da
sorulacak soru. Bu anketin sonucu ise “Türkiye’deki doğal yaşam oranı”nı
belirtecektir. (ki bu soruya parmak kaldırmayanların sayısı sınıfın yarısına
yakınmış.)
Anketörler bu sorunun önemini
düşünedursun, felsefe, matematik, orman ve ziraat fakülteleri bir bölüm altında
bu soruyu incelemesi gerekirken, kentsel dönüşüm adı altında toplu konut
projeleri yapan çevre ve şehircilik bakanlığı, bulvarların ve apartmanların
arasına çocuk parkları sıkıştıran belediyeler bu soruyu duvarlarına yazması
gerekiyor.
Anketörler, neden böyle bir kitleye böyle
bir sorunun sorulduğunu analiz etmesi gerekirken, felsefecilerin bu sorudaki
ironiyi incelemesi gerekiyor.
Bu sorudan hareketle; peyzaj mimarlarının
diktikleri ağaçlarda neden sincap dolaşmadığını, diplerinde neden tavukların
yayılmadığını kendilerine sorması gerekiyor.
Bakanlıkta çalışanlar, duvarlarına
yazdıkları bu soruyu her okuduğunda; çocuk oyun alanları ve tavuk kümesi
bulunan bahçeli evlerin neden kentsel dönüşmediğini düşünmesi gerekirken,
belediye çalışanları şehir merkezlerinde neden doğal yaşam parklarının
olmadığını düşünmesi gerekiyor.
Televizyon stüdyoları arasında koşan ve
bir sürü masrafla yapılan yeni anketlerin nöbetini tutan yorumcular, hocamın
sorusunu yorumlaması gerekiyor ama program öncesi, en yakın köye gidip bir tavuk
kümesi görmeleri şartıyla…
Evet. Hocam böyledir, az konuşur ama öz
konuşur.
Sahi, canlı tavuk gören kaç kişi var?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder