MODERN İNSANIN BİR GÜNÜ/Bilge Doğan

Günlerden güneşli bir bahar günü. Yoldayım. Acelem var. Yapacağım işleri kafamda sıraya koymaya çalışıyorum. Saate bakıyorum tekrar. Evet önce çarşıdaki işten başlayıp eve yakın işleri sonraya bırakmalıyım. Basıyorum gaza.

Trafik. Bazılarının haddinden fazla acelesi var, cana kıyabilecek manevralar yaptıklarından belli. Bazılarının ise sakinliği insanı deli edebilir. Varılacak bir menzil yoksa neden çıkılır ki yola, menzil varsa da bu yavaşlık, bu iştahsızlık niye.


Sinir harbi içerisinde ilerlemeye devam. Sevmediğim bir halime dönüşüyorum bir yerlere yetişmeye çalışırken, bu keşmekeş trafikte.

Küçük bir manevrayla yol değiştiriyorum. Aman Allah’ım! İki çöp konteyneri yan yana. Başında iki kadın dört çocuk… Zavallı misafirimiz Suriyeliler tabiî ki. İki kadın, anne oldukları belli, bir şey bulma umuduyla konteynerin içine düşecekler neredeyse. Çocukların elinde taş parçası haline dönüşmüş kuru, kupkuru ekmekler. Büyük bir açlıkla ve çaresizlikle kemiriyorlar maalesef.

Dönüş yapmakta olduğum yavaş hızımla, tüm bunlar yavaşlatılmış bir film gibi geçiyor gözlerimin önünden. Bir an durmakla durmamak arasında kalıyorum; vicdan azabıyla karışık bir kararsızlık.

Bir sürü işim var. Çok acelem var, yetişmem gereken iş, çocuk, ev, öğrenci, yemek vs vs vs. 

Peki ya geçip gidersem, görmezden gelirsem… Kalbim biraz daha kararmaz mı, vicdan azabı çekmemeye gittikçe alışan nefsim daha da azmaz mı? Gece nasıl uyurum? Her aklıma geldikçe bu sahne:"O anne ben, kuru ekmeği kemiren de benim kızım olaydı ya!" diye kafamı duvarlara vurmaz mıyım?

Geçip gidemiyorum. Allah'a şükür modern insan kılığında olsam da kalbim yerinde. Sağa çekip arabayı, cüzdanıma elimi atıyorum. Koşuyorum yanlarına, kadına: "Bununla çocuklara ekmek al" diyorum. İyice anlasın diye çocuğun elindeki ekmeği işaret ediyorum. Bakamıyorum çocukların yüzüne, duramıyorum daha fazla. Koşar adım uzaklaşıyorum. Baksam çocukların yüzüne, dursam bir iki dakika daha, ağlarım da susturamaz beni kimse, alır onları eve götürürüm. 

Misafirperverliğinizle şad ettiğimiz onca Suriyeliden biriydi işte benim de gördüğüm(!) Hani kendi fakirimiz varken onlara mı yardım edeceğiz deyip, kendi fakirimizi de bilmeyip, Suriyeli sığınmacılara da el uzatmayız biz! Böyle düşünen o kadar insan var ki şehrimizde. Çöpten ekmek arayan biz, çöpten bulunan kuru ve pis ekmeği kemiren de bizim çocuğumuz olabilirdi, sadece bunu hayal edin lütfen. Benim kanım donuyor! Herkesinki donmalı. Yoksa biz vicdanın izinin tozu bile kalmamış modern insanlar mı olduk ???



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder