KOZAN’DA İKİ KOMŞU/ NUH ÇOLAK


Anadolu Vakaları


Adana’nın Kozan ilçesinde iki aile uzun yıllar kapı komşu. Bir birlerini çok iyi tanıdıklarından karşılıklı son derece güven içindeler. Komşulardan birisi yaşlı Hayriye teyze. Hayriye teyze Kozan merkezden, Hacılar kasabasına gelin gelmiş. Hayriye teyzenin babası çok zengin bir ağa imiş. Altı kardeşin tek kız kardeşleri imiş. Hayriye teyze hacılar kasabasına gelin geldikten sonra altı çocuk sahibi olur. Çocukları büyütür evlendirir. Kocası ile tam bir hayat sürecekleri zaman kocasını kayıp eder, rahmetli olur. O günden sonra kocasından kalan evde oğlu ve gelini ile birlikte otururlar. Diğer çocukları başka illerde memur. Hayriye teyzenin yanlarında kalan başka çocukları yok. Hayriye teyze kendini oyalamak için meşguliyet arar. Sonunda evinin bahçesinde birkaç tavuk beslemeye karar verir. Tavuklarla birlikte bir de horoz alır. Her sabah namazına kalktığında kümesinin ağzını açar tavukları bahçeye salar, yemlerini ve sularını verir, ondan sonra başka işlerine zaman ayırırdı. Onlara gözü gibi bakar. Yemini suyunu hiç ihmal eylemezdi. Akşam olduğunda tavuklar kümeslerine girdiğinde Hayriye teyze ilk iş olarak tavukların kümesinin kapısını kapatırdı. Sonra odasına gider akşam namazını kılar ve yatsıdan sonra hemen yatardı. Ertesi günün sabahını beklerdi. Günleri böyle sakin ve kendi halinde geçirirdi.

Bir gün sabah tavuklara yem verirken yabancı bir horozun tavukların arasında olduğunu görür. O günden sonra sıklıkla yabancı horozu tavukların arasında görür oldu. Yabancı horoz kendinin paçalı küçük horozuna hiç rahat vermez olduğunu gözledi. Teyze bu horozu kovalar ve evden uzaklaştırır, ama horoz bir türlü gitmez. Kovalasa da horoz az sonra yine tavukların arasına katılır. Yaşlı Hayriye teyze derki kendi kendine ‘’bu horoz yan komşudan gelmiştir, Komşuya sorayım bakalım kiminmiş?’’ Komşuya seslenir. Komşusu da genç bir gelin, kocası pek huysuz geline hiç huzur vermez. Geline seslenince gelin kapıya çıkar ‘’buyur teyze’’ der. ‘’ yavrum benim tavukların arasında iriyarı bir horoz var acaba sizin mi diye sormaya geldim’’.  Gelin ‘’ o horoz bizim teyze’’ deyince, teyzesi ‘’yavrum bu horozu ne kadar kovalasam bizim tavukların arasından günlerdir hiç çıkmıyor, bu horozu bana sat bari’’demiş. Gelin ‘’tamam satayım teyze kaç para verirsin’’ deyince, teyze ‘’ bilmem ki yavrum ne versem yirmi beş lira yeter mi?’’ deyince ‘’ tamam teyze horoz senin olsun’’ demiş, Hayriye teyzede bu söz üzerine hemen evden yirmi beş lirayı getirip geline verir.

Birkaç gün sonra teyzenin evinde daha önceden var olan küçük paçalı horozu sonradan aldığı büyük horoz iyice gagalamış dövmüş. Küçük horoz evi terk etmiş. Yaşlı teyze küçük horozu göremeyince aramaya çıkar. Yolda karı koca emekli öğretmen olan bayana rastlar. Bayan ‘’hayır mı teyze nere gidiyorsun, nasılsın iyi misin ‘’diye sorunca, ‘’aman yavrum hiç sorma. Geçenlerde komşumdan bir horoz aldımdı o horozda tavukları kıskanmış evdeki küçük horozu dövmüş, küçük horozum kayıp onu ararım’’ demiş. Öğretmen hanım ‘’ ya teyzem bizim adam İstanbul dan bin liraya kartal cinsi bir dövüş horozu almıştı o kayıp, senin bahsettiğin bizim horoz olmasın’’ deyince, ‘’ne bileyim yavrum ben komşudan satın aldımdı’’ demiş . Hoca hanım ‘’ya teyzem ben beyime haber vereyim gelip şu horoza baksın’’diyerek oradan ayrılır. Hayriye teyzede ‘’Peki yavrum gelsin baksın’’ der.

Bu arada horozu satan komşu gelin Hayriye teyze ile emekli öğretmen hanım arasındaki bu konuşmaları duyar. Bir sıkıntı basar, bir telaş alır ne yapacağını şaşırır. Hemen teyzenin evine koşar. Teyzenin evindeki gelinine olup biteni anlatır. ‘’Kayın validene bir horoz sattımdı aslında o horoz benim değil. Başka yerden gelmiş. Kayın validen de bana sorunca benim dedim.  Horozu kayın validene sattım.’’ Ancak şimdi benim yaptığım hırsızlık ortaya çıkacak ne olur kurbanın olayım kocana söyle şu horozu kessin tüylerini yolup soysun horoz tanınmaz hale gelsin, yoksa benim yaptığım hırsızlık açığa çıkar. Kocam duyarsa beni boşar’’ diye Hayriye teyzenin gelinine yalvarır. Gelin bu yalvarışa dayanamaz. Kadının yuvası yıkılacak. Koca boşarsa çocuklar ortada kalacak. Zaten zor geçiniyorlar. Diyerek komşu gelinin düştüğü zor durumunu aklından geçirir ve yardım istemek için hemen kocasının yanına gider, kocasına derki durum böyle böyle olmuş,  diyerek kocasına her şeyi anlatır. ‘’Valla kadıncağız yalvarıyor’’ şu horozu kesin tüylerini yolup soyun tanınmaz hale gelsin. Yoksa kocam duyarsa beni öldürür boşar diyor. Çocuklar el elinde ortalıkta kalır diye yalvardı der. Hayriye teyzenin oğlu gelinin düştüğü duruma acır, yardımcı olmak için hemen horozu bahçede bulur ve yakalamak için kovalamaya başlar. Güçlüklede olsa horozu yakalar alelacele keser. Güzelce çarçabuk tüylerini yolar tanınmaz hale getirir.

Bu arada horozu görmek için emekli öğretmen karı-koca Hayriye teyzenin evine gelirler. Gözleri evin havlusunda horoz ararken, birde ne görsünler bir horoz kesilmiş tüyerinden temizlenmiş evin sofasında bir tepsinin üstünde duruyor. Emekli öğretmen bey horozun iskelet yapısından kendinin kayıp ettiği horoz olduğunu anlar. Evin oğluna ‘’bu horoz benim. Sen neden kestin senide komşu gelinde sizin ikinizi birlikte mahkemeye vereceğim siz hırsızsınız’’ derken, Hayriye teyze aramaya gittiği horozu da bulamaz yorgun ve morali bozuk bir vaziyette eve gelir. Gelir gelmesine de ne görsün evdeki büyük horoz kesilmiş temizlenmiş, oğlan elin adamıyla kavga ediyor.

Hayriye teyze horozun kesildiğine mi yansın, çalıntı olduğuna mı yansın, oğlanın kendinden habersiz horozu kestiğine mi yansın. Komşusu tarafından kandırıldığına mı yansın. Biraz kendini toparladıktan sonra kendi oğlunun yaptığı daha çok zoruna gider komşuyla birlikte olup oğlanın üstüne yürür. Oğlan anasını kuvvetlice ittirirince Hayriye teyze şöyle bir savrulur. Hayriye teyzenin hepten tepesi atar. Emekli öğretmene derki ‘’oğlum şu benim oğlanı hiç durma mahkemeye ver içerde çürüsün’’ diyerek oğlana kızmaya devem eder. Bu arada oğlan ‘’bunların hepsi senin yüzünden başımıza geldi. Sen olmasan biz bunları yaşamazdık’’ diyerek anasına da saldırır ve kavga iyice büyür.

Emekli öğretmen ortama ve olanlara şöyle bir bakar. Hayriye teyzenin oğluna, gelinine ve yan komşuları geline derki ‘’eğer yaşar olmasaydı sizin hepinizi hırsızlıktan mahkemeye verirdim.’’demiş. Yaşar Hayriye teyzenin il dışında çalışan memur oğlu olur. Öğretmen hanımını da alır canı sıkkın ve morali bozuk vaziyette oradan uzaklaşır. Hayriye teyzeyi oğlunu gelinini ve komşu gelini oracıkta kavgalı bir şekilde onları baş başa bırakır.


***
SAKLI ÖZLEM











Hülyalı sözlerle süsleme lafı
Özlemin içinde onu bilirim
Arada bir yapıyorsun gafı
Hasretin içinde onu bilirim

Ede sanma ki saklı gizli yaşarsın
Farkında olmadan dışa taşarsın
Onu anlatırken kendini yaşarsın
Sen ne acılar çekersin onu bilirim

Oysa sen kendi haline bir can idin
Bahar mıydı güz müydü nasıl tanıdın
Son zamanlar yaprak döktün eridin
Rengin hazana döndü onu bilirim


***

ONA GİDERSİN

Hayallere dalma öyle boş yere
Aklından doğruca ona gidersin
Kendince varmak için bir yere
Ayaklarınla doğruca ona gidersin

Nerde adın duysan açılır yüzün
O senden ne istese bir olur sözün
Kalmaz yüzünde ne tasa ne hüzün
Sevincinden doğruca ona gidersin

Herkesin aklında vardır bir şeyi
Kimininki makamda kimi âhirî
Leyla mıdır nedir bilinmez zahiri
Gönlün de saklanır ona gidersin

Yürekten delice tutkunsun ona
Ondan başka şey görünmez sana
Beyninde süslediğin güzel âna
Hayalinle doğruca ona gidersin

2 yorum:

  1. Herkesim "O" dediği birşey mutlaka vardır, Hayal de olsa gerçek de olsa. Ellerine sağlık Nuh Amca...

    YanıtlaSil
  2. Herkesim "O" dediği birşey mutlaka vardır, Hayal de olsa gerçek de olsa. Ellerine sağlık Nuh Amca...

    YanıtlaSil