Geceye zincirli bileğim,
aşkla mühürlü.
Siyah bir kısrağım evim
yıldızların altı.
Kara yarasa yoldaşım.
Baykuş gözü, kurt
ulumasıyım dolunaya.
Dörtnala ıssızlığa
koşarım.
Fısıldayan rüzgârla olur
derin muhabbetim.
Gönül meclisim ufkun son
noktasına kurulur.
Ulu ağaçların, bodur
otlakların bağrında yatağım.
Kopan fırtına, ulu gök
gürültüsü eşlik edin;
Karanlığın içine doğru
deli gibi çığlık çığlığa dalalım.
Ayağımın altında
parçalanan şarapnel parçaları
Böğüre böğüre ağlayalım,
kimse işitmesin sesimizi.
Kulaklara mil!
Göğsüme parsellenen ayaz;
Keskin ve kesik kaburga
altında.
Gecenin öptüğü nehir!
Selini coşturarak taş
üstüme kaynaş senim.
Zirve bakir toprağa teslim
edilen ruhum.
Artık et, nefsiyle
kokuşmuş.
Sonbaharın nezdi kuru odun
altında.
Çırçıl, çıplak eti sar!
En derin yerine çektiğin
içinden dışarı
Dört bir yana mutlak
hâkimiyet
Köklerimi saldım.
Her şey ben!
Ben her şeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder