SANA DOĞRU/ Şeyşamil EJDERHA












Karanlığın içine çekiliyor ansızın
Perde perde büyüyen çığlığım
Ey! Zorluklar perdesinin hüzünkârı
Boylu boyunca uzayan ömür
Layık değilim... Adımlarım gider ansızın...

Bir an parlayan, bir bulut ardından
Ve ansızın gölgeleri kaplayan yağmur...
Saklarken hüznünü bulutlardan
Kim bilir günler ne halde
Kayıp giden bir yıldız, misal
Ne anlatır tenha köşelerde?

Ben... Evet ben....
Layık değilim hüznün buğusuna

Mutluyum...
Çünkü gözlerin keser ansızın yolumu
Bir yol kıvrımında bekler beni hayalin
Yaklaşırım, uzaklaşır zaman
Zaman, adımlarım varırken buz keser
Mayısın kır çiçekleri gibi
Ellerim açıkta, buyurun bakın
Kalemim kırık, huzurum yalın ayak
En tiz perdeden seslenir
Ve taşlar duyar kalp ritimlerimi

Bir gece sesler susar...
Yalnızlığın ardında bekler bir ses
Kayıp bir seni arar ellerim
Kaldırımda ayak sesleri, bir yanda ben
Bir masa gibi...
Kırık kalemlerin sessiz tanığı
Gözyaşları içinde
Arar, vakitli vakitsiz beni
Bilinmez ki kırlangıçlar neden,
Ağaçlar gibi beklemez beni;
Açarken dallarını bana doğru

Hayır, her şeyde bir hayr vardır
Bir bebeğin minik adımlarında bile...
Büyüklerin gözlerinin içinde saklanan
Kimliklerinde kim bilir neler yazılı
Doğum tarihleri gibi kesin
Olmalıydı, atacakları adımları

Kök salsaydı ayrılıktan önce toprağa
Uzar giderdi o zaman gece
Belki çorak bir arazide
Bir bensizliğin içinde
Yeniden tomurcuklanırdı
Bir gül, bülbülün huzurunda
İşte o an ne güvercinler uçardı
Açarlardı kanatlarını savaşlara doğru
Konarlar, barış yüklü kanatları ile
Tekrar havalanırlardı göğe
Sonra ansızın bir poyraz vururdu, tüm hüzünleri
Bir bülbülün kalbinde

Ve ben, belki dermansız ayaklarımda
Bulduğum bir güç ile yeniden kalkardım ayağa
Gözlerim uzayıp giderken bir gül dikeninde
Susup tekrar adımlardım sana doğru...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder