İsmail SAĞIR
Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz; insani
olarak tanımladığımız ne varsa hepsine bir pislik bulaştı. Müslüman uyutuldu ve
hala uykuda, uykudayız. Bunu bir yahudiden duymaksa çok acı, bakınız Golda
Meir. Allah Rasulü Aleyhisselatü vesselama hakaret ederler demokrasiden
bahsederiz, terörü filan kınarız. Çünkü islamı avrupaya kanıtlama derdi bizi
kasmıştır. Ama Asr-ı Saadette peygamberi hicvettiği için yahudi şair ka’b b.
eşref öldürülürken sahabe efendilerimiz tarafından, iyi ki onlar demokrasi,
ifade özgürlüğü filan diyip yumuşaklık göstermiyorlardı. Tüm bunlar üzerinde
Müslüman kimliğinden başka kimlik taşımayanları haddiyle üzüyor, incitiyor. Biz
yumuşaklıklarımıza siyeset ve politika kılıflarını eklerken hâlâ ümmet
paramparça. Müslüman kadınların ırzına geçilirken, bebelerin karınları yarılırken,
sakal bıraktığı ve namaz kıldığı için garip Müslümanlar zulüm görürken biz hâlâ
demokrasi der, batının kavramlarıyla kendimizi onlara anlatmaya çalışırız. Tüm
bu acı gerçekler bir tarafta cereyan ederken bir yandan da ülke faiz sistemiyle
yol almaya çalışan bir yapı kazandı. İşin ilginç tarafı bu yahudi icadı pisliği
zengin olma konusunda sorgulamadan kullandık. Herkes faiz oranlarının
yüksekliğinden bahsederken ulan Müslüman yurdunda faizin işi ne demeyi unuttuk
ve unuttuğumuz için yukarda kısaca ama ağırca bahsettiğimiz gerçekler başımızda
çıban gibi türedi. Şu mutlak surette bilinmeli ki islamı esas almadığımız her
hareket belki bize kısa vadede güç olarak döner fakat uzun vadede asla ve kat’a
bizi bir yere ulaştırmayacaktır, tabi bir yere ulaşmak gibi bir derdimiz varsa.
Mevcut durumdan hoşnut olan ve ‘daha ne olsun canım, Allahtan belamızı mı
arıyoruz’cuları ise bizle beraber Allah affetsin, istikamet versin.
Düşen her kalemizde biraz daha
eksiliyoruz ve o kaleleri savunan yiğitler bizlerin halini görse suratlarımıza
tükürmeye dahi imtina ederler. Kabirlerden kalkan atalar töre bozulmuş diyip
ilk kılıcı bize savururlar. Akıncılar ilk bizi tepelerler gavurdan evvel,
türkün yurdunda bu kaypakların işi ne diye. İstiklal harbinden sonra devletin kendisine
bağladığı maaşı uzun yıllar almayan ve alması için ısrar edenlere ise ‘biz vatanı, namusu, islamı parayla
savunmadık’ diyen Mehmet amcalar biz bankada faiziyle para tutalım ve
sonrada sağda solda caka satalım diye harp etmedi. Bizler bu ülkede islama
yabancı ne kadar necaset varsa sorgulamadıkça bizden hiçbir halt olmayacaktır,
ister kabul edelim ister etmeyelim. Allah bizlere Müslüman basireti versin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder