“Gecenin geçi”
Seçebildiğim en belirgin renk; koyu lacivert. Genele göre
siyah...
2,5’luk gözlük camlarıyla laciverti
görebilmem de bir şükür
sebebidir. Hem görürüm hem görmez bir körüm.
“Piramit”
Uğultulu
bir dehlizdir son zamanlarda ayak bastığım tüm
yazımlar. Bu yolculuğun bir
piramite dönüşme olasılığı oldukça yüksek. Bazı tesadüfler bu olasılığı temsil eder. Reklam panolarında gördüğüm bir dizinin ölüm tonlu tanıtımları… rüyamda
gördüğüm babam tarafından keskinlenmesi
beklenen üç demir kör bıçak… mülteci bir çocuğun
ana dilinden uzak bir dilde, kendine hakaret anlamı taşıyan beşir dilinin
ayıpları…
“Agâh’ın
Karıncası”
Bugün tüm bunlarla beraber ayakta
yolcu sayısını aşan bir
otobüs kalabalığında, oğlumu özlerken, geleceğimi inşa edebilme
ümidinin düştüğü o su birikintisinde boğulmak üzereydim. O tuzlu su çukurunda oğluma karıncaya su içirmeyi öğretecekken oldu tüm olanlar. Gelenler oldu.
Gelenler az değildi. Az
gelmezlerdi. Gözümden yaş, sesimden
yas, dert has geldi. Adil bir geliş değildi. Temyizde değişen hükümdü, zira adalet değişmezdi. Sığındığım
adaletten yana zerre kaygı taşımadım. Ve
zira Allah taşımayacağım yük yüklemezdi...
“3
Mendil, 1 Sedan”
Durağa
geldim. Oniki adım ötede bana göz kırpan beyaz sedanın önünde, yırtık postacı
yelekli bir çocuk, poşetindeki
son üç mendili satmak için gözlerime bakıyordu. Bir yandan hayalini kurduğum sedan, diğer yandan
hayalini kurduğu 3 mendil
parası.
Biraz önce üç mendil parasına bir
araba sahibi oldum. Yarın oğluma söz
verdiğim bir gelecek hayali için gözümü
açacağım. Gerekirse bir çiçek buketi, bir
rus ruleti … neyse işte.
Gördüğüm kadarıyla lacivert genele döndü.
Bu döngüyü aklım almaz oldu. Neme lazım… kurda akıl güneş doğana kadar
lazım…
- karakale’m
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder