En
nihayetinde
Sonunu
düşünmemezlik etme
Gelecek
olan gelir sana
En
güzel sevgi ve düşünceyle…
Bazen
düşünüyorum. Her şey bitecek. Bugünkü hüzünlerimiz, sevinçlerimiz,
telaşlarımız, önyargılarımız, hayallerimiz ve en nihayetinde hayatımız sona
erecek.
İnsan
eşref-i mahlûkat olarak nitelendirilmiştir, fakat onun aciz bir tarafı da
vardır. Evet, insan acizdir. Nefesi boyunca mücadele verdiği bir hasmı vardır:
Nefsi. En ufak bir delik bulsa hücrelerinden içeri sızar insanın. İnsan savaş
içerisindedir ve sürekli bu savaşın galibi değildir. Bazen mağlubudur da.
Biz
yolun sonunu asıl istikametimizi bilmemize rağmen, neden yanılırız. Asıl
istikameti sadece bir cuma vaazında; anne-baba öğüdünde ya da bir dost
sohbetinde mi hatırlamalıyız? Modern evlerimizde karanlıkta kalınca nasıl
elektriğe özlem duyuyorsak, aslında asıl istikamete ve bu uğurda yapılacaklara
da öyle özlem duymalıyız. Lakin ne yazık ki öyle olmamakta... Zaman zaman
öfkenin, ön yargının, gıybetin cezbedici hali gözümüzün önünde zuhur edip bizi
çağırmakta. Anlamsız çekişmeler içerisinde boğulmaktayız.
Dünyadaki
zamanımızın ne kadar kısıtlı olduğunun hepimiz idraki içerisinde miyiz?
Kaçınılmaz sonumuz o meşhur musalla taşı aslında. Ebedi âlem iştirakimizden
önce bize, dünyada kaç insanı acı ve iğneleyici sözlerle alt ettiğimiz; yüzüne
konuşmaktan korkup da kaç insanın arkasından konuştuğumuz; bir ortamda sırf
nefsin hoşuna gidiyor diye namünasip ifadelerle, yüksek perdeden kahkahalar
içerisinde atıp tuttuğumuz; en yüksek, yükseklerinde yükseğinde tahsil
gördüğümüz; zengin olmadığımız halde öyle görünmeye çalıştığımız; haksızlık
karşısında, sırf bize zararı dokunmasın diye suskun kaldığımız için mükâfat
verileceğini mi sanıyoruz? Yazık. Yazık ki ne yazık. Gerçekte böyle olduğumuzu
görmek, örneklerine her gün şahit olmak kahrediyor beni.
Ebedi
hayatımızdan önce konakladığımız bir han olarak düşünmemiz gereken dünya
hayatında ne çok zulmediyoruz kendimize. İnşallah ruhumuzdaki kirlerden arınmak
zamanıdır şimdi. Gelin bir olalım, bir düşünelim, bir konuşalım. Ve bataklıkta
çırpınan ruhumuza bir el uzatalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder